Untitled Document

HATIRA............ BİR AFRİKA GEZİSİ (1)

Ahmet Ertürk anlatıyor: İhlas Vakfı tarafından toplanan kurban paralarını alıp Uganda’da keseceğiz. Gitmeden evvel, bir gün beni Ugandalı talebelerle tanıştırdılar, hoşça bir muhabbet oldu aramızda. “Hem bizde imsâkiye diye bir şey bilinmez, dağıtsak mutlu olurlar.” dediler. İmsâkiyeyi Ramazan’dan önce bastırdık, yolladık. Arkasına orucu bozan bozmayan şeyleri, Kadir gecesinin faziletini, zekât, fitre, bayram namazını da ilâve ettik ayrıca...
Kurban Bayramı’ndan önce, Uganda’ya Katar aktarmalı uçtuk, Entebbe’ye indik, apayrı bir dünya.
Aklımda o klasik Afrika… Sapsarı çöller, kavruk topraklar. Halbuki hem hava makul, yeşillik uzanıyor. Yer çim, gök çam. Câmileri genelde dört duvar ile bir sac çatıdan meydana geliyor.
Gelirken bir tekstilci arkadaş 150-200 tişört kattı yanıma, iyi ki de nazlanmamışım, yetimhanelerde dağıttık, bitiverdi anında. Çocukların elbiseleri yamalı bohça gibi, bırakın meşin, naylon terlik yok ayaklarında. 
Kilise okulları düzgün binaları ile dikkat çekiyor, çocuklar servislerle taşınıyor, üniforma giyiyor… Müslüman okullarında imkânları dar olsa da tedrisat yüklü, Arapça da öğreniyorlar meselâ. Eğer takkenizi takarsanız Müslüman muamelesi yapıyor, sımsıcak kucaklıyorlar.
Kurban kesmek yorucu, insanlar güvenmiş vekalet vermişler. Bir kere hayvanlara bakacaksınız kurbanlık şartlarına haizler mi acaba? Neti-cede 102 sığır 88 küçükbaş seçtik, alıp getirdik. Vantunda büyücek bir belde, mektebi medresesi var, 70-80 yetime bakıyorlar. Lâkin fukaralık var. Yıllardır hayvan kesilmediği için kurban unutulmuş âdeta. Bayram sabahı akikaları ayırıp kestirdim. 200 kilo pirinç aldırdım. Yağ soğan, baharat, domates, biber, sarımsak filan. Kazanları oturttular, odunları tutuşturdular nefis bir yemek yaptılar.        (Devamı yarın)

 



Erkek : Eşref - Kız : Müşerref  - Yemek : Yayla çorbası, Zeytinyağlı barbunya, Bulgur Pilavı



Featured Image 01