Untitled Document

HATIRA............. OS­MAN­LI­NIN ELİ­Nİ ÖP­MEK

1960 İh­ti­lâ­lin­de Mil­lî Bir­lik Ko­mi­te­si üye­si olan Ah­met Er, son­ra­dan Lib­ya’da­ki Türk Se­fa­re­ti’ne Dev­let Mü­şâ­vi­ri ola­rak ta­yin edi­lir. Za­man za­man Lib­ya’da se­ya­ha­te çı­kar­dı.
Bun­lar­dan bi­rin­de, Mih­man­da­rı, geç­tik­le­ri ka­sa­ba­da yaş­lı­ ve meş­hur bir Şeyh’in bu­lun­du­ğu­nu, onu ziyâret et­me­nin fay­da­lı ola­ca­ğı­nı söy­ler. Be­ra­ber gi­der­ler. Ol­duk­ça ıs­sız bir yer­de, bir ağa­ca ar­ka­sı­nı yas­la­mış olan 80 yaş­la­rın­da, be­yaz sa­kal­lı ve âmâ ol­du­ğu ilk ba­kış­ta bel­li olan Şeyh’i gö­rür­ler.
Ah­met Er, ken­di­si­ni tak­dim ede­rek, eli­ni öp­mek için mü­sa­ade is­ter. Bu­nun üze­ri­ne Şeyh, Ah­met Bey’e hi­ta­ben bu­yu­rur ki: 
“Asıl ben se­nin eli­ni öpe­yim.”     
Böy­le der­ de­mez de, eli­ni öper. Ah­met Er de onun eli­ni öper. 
Şeyh, Ah­met Er’e so­rar: 
- Han­gi­miz ka­zanç­lı çık­tık? 
- Ben ka­zanç­lı­ çık­tım. Çün­kü, pîr-i fânî bir Müs­lü­ma­nın eli­ni öp­tüm.
Şeyh, şu ce­va­bı ve­rir:
- Ha­yır, asıl ben ka­zanç­lı çık­tım. Sen, çöl­de fa­kir ve nâ­çiz bir Müs­lü­man eli­ öp­tün. Ben ise şan­lı ve şe­ref­li Os­man­lı’nın eli­ni öp­tüm.

GÜNÜN TARİHİ   .............    İMÂM-I GAZÂLİ

Öm­rü­nü İs­lâ­mi­ye­tin emir ve ya­sak­la­rı­nı öğ­ren­mek ve öğ­ret­mek­le ge­çi­ren İmâm-ı Ga­zâli haz­ret­le­ri 1111 (H. 505) se­ne­si Ce­mâ­zil-ev­vel ayı­nın 14. Pa­zar­te­si gü­nü, bü­yük kıs­mı­nı zi­kir, ta­at ve Kur’ân-ı ke­rîm oku­mak­la ge­çir­di­ği ge­ce­nin sa­bah na­ma­zı vak­tin­de, ab­dest ta­ze­le­yip na­ma­zı­nı kıl­dı. Son­ra ya­nın­da­ki­ler­den ke­fen is­te­di. Ke­fe­ni öpüp yü­zü­ne sür­dü, ba­şı­na koy­du. Son­ra oda­sı­na gir­di. İçe­ri­de, her za­man­kin­den çok kal­dı. Bu­nun üze­ri­ne, ora­da bu­lu­nan­lar­dan üç ki­şi içe­ri gir­dik­le­rin­de, ke­fe­ni­ni gi­yip, yü­zü­nü kıb­le­ye dö­ne­rek, rûhu­nu tes­lim et­ti­ği­ni gör­dü­ler.



Erkek: Feyyaz - Kız: Binnaz - YemekPaça çorbası, Barbunya pilaki, Börek, Hoşaf. 



Featured Image 01