Untitled Document

MAN­ZUM MEN­KI­BE.............. HİC­RET

Pey­gam­ber efen­di­miz, düş­man­la­rın şer­rin­den,
Hic­ret mak­sa­dı ile, çık­tı Mek­ke şeh­rin­den.
Me­dî­ne­li mümin­ler, du­yun­ca bu ha­be­ri,
Se­vinç­le bek­le­di­ler, Sev­gi­li Pey­gam­be­ri.
Bü­yük sa­bır­sız­lık­la, bek­ler­ken böy­le on­lar,
Bir ara, (Ge­li­yor­lar!), di­ye bir ses duy­du­lar.
O nok­ta­ya dik­kat­le, bak­tı­ğın­da her bi­ri,
Gör­dü­ler tâ uzak­ta, Re­sûlle Ebû Bek­ri.
Ka­dın-er­kek, yaş­lı-genç, se­vin­di­ler, çoş­tu­lar,
Kar­şı­la­mak üze­re, O’na doğ­ru koş­tu­lar.
De­di­ler: (Sa­fâ gel­din, hoş gel­din şeh­ri­mi­ze,
Evi­miz şu­ra­da­dır, bu­yu­run lût­fen bi­ze.)
Re­sû­lul­lah ba­ka­rak, on­la­rın ah­vâ­li­ne,
Bu­yur­du ki: (De­ve­yi, ko­yun ken­di hâ­li­ne.)
Bı­rak­tı­lar de­ve­yi, me­rak­lan­dı­lar an­cak,
Ki; “De­ve han­gi evin, ka­pı­sın­da du­ra­cak?”
De­ve, Ebû Ey­yub’un, evi önü­ne ka­dar,
Yü­rü­yüp, tam o eve, ge­lin­ce kıl­dı ka­rar.
Hâ­lid İb­ni Zeyd ko­şup, hu­zu­ru­na ge­le­rek,
Evi­ni, eli ile, Re­sû­le gös­te­re­rek,
De­di ki: (İş­te evim, iş­te şu da ka­pı­sı,
Bu­yur yâ Re­sû­lal­lah, ha­zır­dır içe­ri­si.)
Re­sû­le mih­man­dar­lık, ne sa­adet, ne ni­met,
O gün Ey­yüb Sul­tan’a na­sip ol­du bu dev­let.
Abdüllatif Uyan
 

DÜNKÜ  CEVAP



Erkek: Nuri - Kız: Nuriye - Yemek: Paça çorbası, Çılbır, Domates dolması, Helva.



Featured Image 01