Untitled Document

HATIRA....................... MEDYA MARKET

Sene 1997…
28 Şubat’ın civcivli günleri…
Fetullah Gülen, heyetiyle medya patronlarını dolaşır. Sağın en güçlü medyasına sâhip Enver Ören Ağabey’i ararlar, bir bahane uydurup reddeder.
Aydın Doğan’ı da ararlar…
“Hayhay! Buyursunlar!” der…
Gerisini FETÖ’cü Halit Esendir kitabında anlatır.
 Aydın Doğan, Gülen’e şöyle der;
“Ben, siz kapıdan girinceye kadar kendimi dindar gibi hissetmiyordum. Hatta dinsiz gibi yaşadığımı sanıyordum. Sizi görünce dindar olduğumu anladım. Neden bugüne kadar bu güzellikleri bize göstermediniz, bu kadar geç kaldınız…”
(Sayfa 308/309)
***
Yazmıştım... Bu görüşmenin bir başka ayrıntısını. Fetullah Gülen anlatır:
“Bana da bir görev ver hocam. Vazifemi yerine getireyim, dedi.”
(Lâtif Erdoğan’ın açıkladığı arşiv kayıtlarından)
***
Sene 2009…
Yani, Enver Ağabey’in vefâtından üç yıl öncesi…
Fetullah Gülen’in adamlarından biri İhlas Holding Özel Kalemini arar. “Bir mesaj iletmek istiyoruz.” deyip, randevu isterler.
Enver Ağabey; “Gelsinler bakalım.” der.
Gelirler… Yarım saat sonra odadan çıkarlar.
Enver Ağabey, Özel Kalem Müdürü’nü odaya çağırır:
- Cemil, niye gelmişler, biliyor musun?
- Bilmiyorum efendim.
- Hocalarının üç isteğini ilettiler.
1- Gazetelerinde sadece ‘Lâ ilahe illallah…’ demenin kurtuluş için yeterli olduğunu anlatsınlar.
2- Televizyon programlarında “Muhammedün Resûlullah” demeye gerek olmadığını söylesinler.
3- Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Hoca; “Muhammedün Resûlullah” demeden de îmânın olacağını anlatsın.
 Enver Ağabey, canı sıkkın şekilde devam eder;
- Sen ne yapacağını bilirsin Cemil…
Özel Kalem Müdürü, gazete ve televizyonun yöneticileri ile Ramazan Hoca’yı arar ve şu talimatı verir;
“Bundan sonra Kelime-i tevhidi ve Muhammedün Resûlullah dememenin îmânı götüreceğini daha çok anlatmanızı istiyoruz!..”
Yücel Koç     TÜRKİYE GAZETESİ         10.09.2017



Erkek: Nureddin - Kız: Necla - Yemek: Ezogelin çorbası, Haşlama et, Salata, Meyve.



Featured Image 01