ŞİİR - ESKİ YILA
Odamın karşısında ahşaptan bir ev vardı, |
Buğulu gözleriyle melül melül bakardı, |
Utançtan al al olmuş kan damlasıyle güller, |
Âşina olmuş idi çevresine bülbüller. |
Bülbül Rabbe bağlıydı, değildi güle aşık, |
Bahçesinde manzara hayat kadar karışık. |
Kargaların vatanı asırlık çınarıydı, |
Dallar göğe yükselir, gövde iri yarıydı. |
Başlardı yeni güne sabahın nefesiyle, |
Secdeye kapanırdı, “Allah Allah” sesiyle. |
Çatlayan gövdesiyle sanki bir ihtiyardı, |
Tekbir sesleri ile yer yerinden oynardı. |
Kapalı gözlerimle giderdim eskilere, |
Nice hayra kapıydı ve de kal’eydi şerre. |
Bir gün şaşırıp kalmış bir balta darbesiyle |
Çekiçlerin ardarda muazzam inmesiyle. |
Ve artık kapı kapı, göz göz ve oda oda, |
Çöküp gitti eski ev çıkartmadan ses seda. |
Uyarmayacak artık onu sabah nefesi |
Sarsmayacak tavanı hafızların gür sesi |
Sofasında bir daha halı dokunmayacak, |
Sedeften rahlelerde Kur’an okunmayacak. |
Solmayacak yârı bul, artık ey mahzun bülbül, |
Toprakla kuçaklaştı güzellik sembolü gül. |
Farika Teymur |
DÜNKÜ CEVAP
167.772 lira 15 kuruş olur. Atlı aldanmıştır.
Erkek : Vahid - Kız : Vahide - Yemek : Tas kebabı, Lahana Dolması, Salata