SOHBET - EŞİTLİK
Dünya zevk için yaratılmadı. Âhıret ise, ebedî mükâfat ve cezâ yeridir. Dünya, âhıretin imtihan yeridir. Herkes her bakımdan eşit olsa, imtihanın ma’nâsı kalmaz, iyi ile kötü ayrılmazdı. Allahın emir ve yasaklarına uymakla çeşitli sıkıntılar çekilecek, itâ’at edenle, isyân eden, birbirinden ayrılacaktır.
Herkes, her bakımdan eşit yaratılsaydı, büyük bir felâket olur, cemiyet olmazdı. İnsanlar, boy, renk, şekil, akıl, zenginlik, sıhhat, kuvvet, güzellik, ahlâk gibi her hususta eşit olunca, bir fabrikadan çıkmış gibi eşit, yanî insanlar tıpa tıp birbirinin aynı olurdu. Aynı olmazsa eşitlik olmaz.
İnsanlar böyle eşit, ya’nî birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Kadın, kocasını, koca, kadınını tanıyamaz insan, hanımı ile kızını ayırdedemez, hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından, yüzlerce, binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden, yaşanmadan hayat söner.
Herkes zengin olsa, çöpleri kim temizleyecek? Kanalizasyon işlerini kim yapacak? Getiremediğimiz yükümüzü eve taşımak için kim hamallık yapacaktır?
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca, gazeteye, kitaba, filme ihtyâç kalmaz. Güreş, koşu, yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz. Çünkü, herkes aynı kabiliyettedir.
İyinin kıymeti, kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca, iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca, güzellik anlaşılmaz.
Ali Güler (Türkiye Gazetesi)
Erkek : Kuddusi - Kız : Asuman - Yemek : Terbiyeli Çorba, Kuzu Kebabı, Ayran