Untitled Document

MANZUM MENKIBE - KUMA SAPLANAN AT

Sürâka İbni Mâlik, nakleder ki: Bir gün ben,
İşittim ki; Muhammed, hicret etmiş Mekke’den.

Muhammed’in yanında, Ebû Bekir de vardır,
Şu anda filân dağın, ardına varmışlardır.

Kureyş, şöyle ittifak, ettiler ki: (Her kimse,
Şâyet Muhammed ile, yarini öldürürse,

Veya öldürmeyip de, esir etse onları,
Yüz devedir onların, bizden mükâfâtları.)

Bindim hemen atıma, oradan uzaklaştım.
Az sonra Resûl ile, Ebû Bekr’e yaklaştım.

Rüzgâr gibi atım, peşlerinden yetişti,
Lâkin âniden ürküp, tökezledi ve düştü.

Hiç de ibret almayıp, bindim tekrar atıma,
Yüz devenin hırsıyle, yaklaştım ardlarına.

O kadar yaklaştım ki, onların peşlerinden,
Hazret-i Ebû Bekir, ağladı kederinden.

Buyurdu: (Yâ Ebâ Bekr, ne sebepten ağlarsın?)
Dedi: (Korkarım size, bir zarar ulaşmasın.)
Resûlullah buyurdu: (Korkma yâ Ebâ Bekir!
Korkma ki, Hak teâlâ, bizimle berâberdir.)

Atım arkalarından iyice yaklaşmıştı,
Lâkin dört ayağı da, birden kuma batmıştı.

Feryat edip dedim ki, (İnandım, Peygambersin,
Beni bu felâketten, sen kurtarabilirsin.

Bundan sonra sana hiç, taarruz etmeyeyim,
Başka gelen var ise, geriye döndüreyim.)

Duâ etti Peygamber, dedi ki: (Yâ ilâhi,
Doğru söylüyor ise, halas et Sürâka’yı!)

O anda halas oldum, çıktım kumun içinden,
Resûlün emri ile, geriye döndüm hemen.

Süratle gider iken, rastladım çok kimseye,
Onların her birini, döndürerek geriye,

Dedim: (Ben Muhammed’i, aradım bu yollarda,
Nâmını, nişânını, duymadım buralarda.)
Abdüllatif Uyan TÜRKİYE GAZETESİ


Erkek : Ethem - Kız : Didem - Yemek : Etli Taze Fasulye, Pirinç pilavı, Komposto, Üzüm



Featured Image 01