AIDS, ağır fakat kararlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki yıllarda tesir alanını daha da genişleterek gerçek bir âlet halini alacak. Adı geçen musibet, Batı’nın din, ahlâk, namus, mâneviyat, kutsallık nedir tanımaz hâle gelen; para, konfor, refah ve servetten başka bir şey bilmeyen; dürtüleri, coşkuları, şehvetleri ve iştahlarının mutlak esaretinde gerçek anlamdaki özgürlüklerini kaybetmiş; alkole, uyuşturucuya teslim olmuş, sonunda sapıklıklar zincirini cinsel sapıklıkla noktalamış, başta sanatçılar sınıfı olmak üzere, çağı ve çağdaşlığı simgeleyen mahvolmuşlar, kaybolmuşlar sınıflarında kültüre olmakta ve buralarda öldürücü pis bir koku gibi etrafa yayılmaktadır.

Çok yakın bir gelecekte bütün dünyayı tehdit eder hale geleceğe benzeyen, evrensellik vadeden bu musibet karşısında ne tuhaftır ki, hemen hemen bütün tıb adamlarının kollarını sıvayıp ellerinden geleni yapmalarına, tavsiye üzerine tavsiyede bulunmalarına, mesaj üzerine mesaj vermelerine mukabil; çağdaş ahlâkçıdan, çağdaş hukukçudan çıt çıkmamaktadır. Hastalığa hanği, müreffeh ama ahlâksız; çok varlıklı ama sefil, çok şöhretli ama şehvetperest bir çağdaş sınıfın öncülük ettiği bilinmektedir.

Vehip Sinan

Çiftçinin biri, pazara birkaç tavuk getirir. Bir müşteri gelip, “Mevcut tavukların yarısını ve bir yarım tavuk alacağım.” der. Böylece iki müşteri daha gelip aynı sözü söyleyerek istediklerini alıp giderler. Çiftçinin elinde hiç tavuk kalmaz. Kan akıtmadan ve bıçak kullanmadan acaba bunları nasıl sattı?

(Cevabı yarın)