Untitled Document

ŞİİR - BULUNAN İNCİ

Vaktiyle bir fakir adam
Göğsü açık , yalınayak,
Kızgın çölde dolaşarak
Pek acıkmış, yorulmuştu.

Çok değil gamdan boğulsa
Her taraf bir kum deryası,
Çölde gezmek baş belâsı
Şu belâdan bir kurtulsa.

Aldı zavallıyı korku
Heybe, çanta aradı.
Ne bir lokma ekmek vardı,
Ne yollarda bir su...
Akşam oldu çöl karardı
Yolcuda tâb, tâkat bitti.
Açlık artık cana yetti.
Ölüm onu kovaladı.

Bir kenarda otururken
Ufak bir heybe buldu.
Sevincinden gözü doldu
Telâş ile açtı hemen.

Çıktı hâlis inci dolu
Bir küçücük ipek kâse.
Adam gelmiş son nefese
İnci karın doyurur mu?

Çöller bütün inci dolsa
O yolcuya ne kâr eder?
Ne olurdu şu inciler
Birer lokma ekmek olsa.

İsmail Hikmet Ertaylan

FIKRA - ŞİŞELER

Akıl hastanesinde delinin biri, gardiyana:
- Beyim, der. Bana iki şişe gazoz veriver. Gardiyan, suratına iki tokat atarken:
- Al bakalım, der. İki şişe gazoz. Doğru odana git ve uslu uslu yat.

Deli, bu tokatı kendine yediremez ve sabaha kadar uyumaz. Sabah doğruca gardiyana gidip iki tokat vurur.
Gardiyan şaşırarak sorar:
- Bu ne demek oluyor?
- Hiç. Boşalan şişeleri geri getirdim.

 

DÜNKÜ CEVAP

 
1. kişi: 4,
2. kişi: 2,
3. kişi: 1,
tavuk alır.


Erkek : Timur - Kız : Şahika - Yemek : Pirinç çorbası, Türlü güveç, Cacık, Üzüm



Featured Image 01