MAKALE - DÜNYA NEREYE GİDİYOR

Dünyamız, inanılmaz bir hızla değişmeye devam ediyor. Bugün hayretle izlediğimiz siyasî ve ekonomik değişmelerin altında hep bilimsel ve teknolojik gelişmeler yatıyor.

Bilhassa haberleşme teknolojilerinde öyle muazzam bir mesafe alınmış ki, adeta dünyamız avuç içi kadar küçülmüş. Ufacık bir faks makinasıyle veya databank ile denizaşırı ülkelerle irtibat kurmak sıradan bir iş olmuş artık. İnsanoğlu, bu rahatlığa kendisini öylesine kaptırmış ki, bununla yetinmiyor; dünyayı daha da küçültmek istiyor. Teknoloji geliştikçe dünya küçülmeye, dünya küçüldükçe teknoloji ilerlemeye çalışıyor. Bu teknolojik rekabet özellikle mikroelektronik, genetik ve optik sahalarında hız kazanıyor. Ekonomik savaş, bir bakıma mikrokozmos’ta devam ediyor. Bu bitmez-tükenmez “minyatürizasyon” yarışında başı çekenler de Japonya, Milliyetçi Çin, Güney Kore ve Singapur gibi, uzakdoğunun minik devleri...
Sadece Berlin Duvarı değil, ekonomik duvarlar, gümrük duvarları da birer birer yıkılıp gidiyor.

Bu aşırı rekâbette teknolojide üstün olan kazanıyor. Başarılı olmak isteyenler için taze kan para değil, araştırmadır, bilgidir.

Gerçekten biz de güçlü olmakistiyorsak, bilim ve teknolojiye gereken önemi vermek zorundayız. Özelliklede bilgisayar, genetik, nükleer enerji ve optik gibi istikbâl vadeden ve henüz emekleme döneminde olan sahaları şimdiden yakalamak mecburiyetindeyiz.

Fakat, hepsinden önce, eğitim politikamızı yapımıza ve ihtiyacımıza uygun hâle getirmeliyiz. Aksi takdirde, “çağdaşlık”, bizim için bir hâyal olmaktan öteye gidemez.

Ömer Öztürkmen (İnsan ve Kâinat Dergisi:)