Untitled Document

MENKIBE - YAHUDİ TÜCCAR

Farsça konuşan Selmân-ı Fârisî hazretleri imâna gelmiş fakat ne söylediği anlaşılmıyordu.
Resûlullah efendimiz bir tercüman istediler. Arabî ve farisî bilen bir yahudi tüccar buldular.
Selmân-ı Fârisî hazretleri, Peygamberimizi medh edip, yahudileri kötülüyordu.
Yahudi, tercümanın işine gelmediğinden değiştirerek dedi ki:
-Bu size kötü söylüyor.
Resûlullah efendimiz üzüldüler.
Hemen Cebrâil aleyhisselâm gelip, Selmân-ı Fârisî’nin sözlerinin doğru şeklini bildirdi.
Resûlullah efendimiz bu sözleri kelime kelime yahudi tercümana söyledi.
O zaman tüccar şöyle dedi:
-Sen bu lisanı biliyorken niçin beni çağırdın?
-Bilmiyordum. Cebrail aleyhisselâm gelip şimdi öğretti.
Bunun üzerine yahudi tüccar da müslüman oldu.
Cebrâil aleyhisselâm da bir anda Selmân-ı Fârisi hazretlerine arapçayı öğretti.

FIKRA - KENDİ HALİNE

Trafik polisi, iç­kili araba kul­lanarak kazaya sebep olan­ları sor­guya çeker:
- Arabayı han­giniz kul­lanıyor­du?
Hep­si bir­den cevap verir:
- Hiç­birimiz kul­lan­mıyor­duk.
İç­kili olarak araba kul­lan­manın yasak ol­duğunu hepimiz biliyoruz.
Onun için arabayı ken­di hâline bırak­tık.



Erkek : Tarık - Kız : Tahire - Yemek : İşkembe çorbası, Yoğurtlu kabak, Zerde



Featured Image 01