Bir zat mescitte, önce Peygamber efendimizi, sonra da hazret-i Ebû Bekir’i selâmladı. Fakat hazret-i Ali’yi görünce yüzü sarardı. Hazret-i Ebû Bekir, bunun sebebini hazret-i Ali’den sordu. O da şöyle cevap verdi:

-Bana yirmi bin akçe borcu var. Yoksuldur, ödeyemiyor, onun için utanıyor.
Hazret-i Ebû Bekir, bu zatı yanına çağırdı ve ona buyurdu ki:
-Fâtiha’yı yarısına kadar okur ve sevâbını bana bağışlarsan, Ali’ye olan borcunu veririm.

O kimse râzı oldu. Fâtiha’yı yüksek sesle yarısına kadar okudu. Duracağı sırada hazret-i Ebû Bekir, tekrar buyurdu ki:
-Devam et, yirmi bin akçe daha vereceğim.

Fâtiha bitince çıkarıp kırk bin akçe saydı ve yine buyurdu ki:
-Ne kadar istersen azdır. Çünkü, Fâtiha’nın fazîleti çoktur.

Kırmızı domatesleri yıkadıktan sonra sıkınız. Bu suyu küçük çocuklara her gün birkaç kahve kaşığı içiriniz. Böyle devam ederseniz, çocuğunuzun dişleri çabuk çıkacak, kemikleri sertleşecek, boyu uzayacak, yüzü pembeleşecek, güzelleşecek, gürbüz ve sıhhatli olacaktır.