Untitled Document

MANZUM MENKIBE - BALIK-EKMEK

O Sehl-i Tüsterî ki, asrının bir tânesi,
Ve Zünnûn-i Mısrî’nin, makbûl bir talebesi.

Annesinden bir hayli, mal kalmıştı kendine,
Dağıttı tamamını, şehrin fakirlerine.

Sonra da çıktı yola, Kâbe’yi tavâf için,
Dedi ki: (Bak ey nefsim, dünyayla bitti işin.)

Sonra vardı Küfe’ye o, böyle söylenerek,
Lâkin canı orada, istedi balık-ekmek.

Rastladı biraz sonra, bir un değirmenine,
İlişti gözü birden, bir dolap beygirine.
Gelip değirmenciye, sordu ki peşin peşin:
(Ne ücret veriyorsun, bu dönen beygir için?)

(İki dirhem) deyince buyurdu ki: (Ey kişi!
Ben bugün bir dirheme, yapayım mı bu işi?)

(Peki olur.) deyince, geçti atın yerine,
O gün akşama kadar, su çekti değirmene.

Akşama bir dirhemi, ondan tahsil ederek,
Gidip o para ile, aldı balık ve ekmek.

Dedi ki: (Bak ey nefsim, bu iş böyle olacak,
İsteğini veririm, çalışacaksın ancak.

Böyle günah olmayan, bir şey istersen eğer,
Bu kadar meşakkate katlanman icabeder.)

FIKRA - TERS MANTIK

A.B.D de Cadillac’ın direksiyonundaki adam, saatte 150 km hız ile giderken, bir kasabada yoldan çıkar ve bir zenci çocuğu ezer.
O kasabanın hakimi şoföre sorar:
“Bu çocuk, sizin arabanıza çarptığı zaman, saatte kaç kilometre hızla koşuyordu?”



Erkek : Talha - Kız : Züleyha - Yemek : Salçalı Köfte, Patates Tava, Salata, Pelte



Featured Image 01