Untitled Document

SOHBET - MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN-İ RÛMİ (1)

Hazret-i Ebû Bekr’in soyundan olan, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî hazretleri 1207 yılında Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya gelip, 17 Aralık 1273’de Konya’da vefât etti.

Babası Muhammed Behâeddin Veled’e, Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin-i Keykubat tarafından yapılan davet ve rica üzerine, oğlu ile birlikte, 1230’da Konya’ya gelmişlerdir.

Mevlânâ hazretleri; Arabca, tefsir, hadis fıkıh, mantık, usûl, me’âni, lugat, edebiyat, matematik, fen, tıp gibi pek çok ilimleri okumuştur. Daha sonra Muhyiddîn-i Arabî, Sadreddin-i Konevî gibi büyük zatlardan, tasavvuf dersleri almıştır. Kendisi de bir çok talebe yetiştirmiştir.

Mevlânâ hazretlerinin, edebî değeri yüksek olan, İslâmi ahlâkının üstünlüğünü, tasavvufun ince bilgilerini ve Allah sevgisini anlatan ve 48 bin beyitten meydana gelen Farsça Mesnevi’si çok meşhurdur.

Dünyaya nûr saçan Mesnevi, birçok kimse tarafından şerh edilmiş olup, bunlardan Ankara valisi Âbidin Paşa’nın şerhi çok kıymetlidir. Burada, ney kelimesinin, çalgı değil kâmil insan manasına geldiğini 9 türlü isbat etmektedir.

Mevlânâ hazretlerini, ozan, hümanist veya düşünür sanmak, onun ney ve diğer çalgı âletlerini çaldığı, raksedip döndüğünü zannettemek son derece yanlıştır. O,ney, dümbelek ve başka hiçbir çalgı çalmadı, müzik dinlemedi. Bunları, sonradan gelen câhiller uydurdular.

(Devamı yarın)



Erkek : Nadir - Kız : Mehpare - Yemek : Kıymalı Pide, Ayran, Kadayıf



Featured Image 01