Untitled Document

MENKIBE - SEYYİD MUÎNÜDDÎN-İ ÇEŞTÎ

Hindistan’da 1136-1236 yılları arasında yaşayan, evliyânın büyüklerindendir. Resûlullahın işaretiyle, Hindistan’da müslümanlığı yaymakla vazifelendirildi. Ecmir şehrine geldi. Oranın Racası ve mecâsiler onu ve 40 talebesini öldürmek üzere yürüdüler. Fakat hiç zarar veremediler.

Ecmir Racası, sihirbazlardan yardım istedi. En hünerli sihirbaz, Ecipal ve 1500 adamı sihir yaparak Muînüddin-i Çeştî hazretlerine zarar vermek istediler. Ecipal, bir ceylan derisi üzerinde, uçarak ilerliyordu. Fakat hangi sihiri yapmak istedi ise de her düşündüğünü hemen unuttu. Çeştî hazretleri büyükçe bir daire çizerek talebelerine buradan dışarı çıkmamalarını tenbih etti. Gelen sihirbazlar o daireden içeriye giremeyince, üzerlerinden kıvılcımlar atmaya başladılar, fakat onlar da zarar vermez oldu. Son olarak üzerlerine dağdan yılan gönderdiler. Onlar da dairenin içine giremediler. Çeştî hazretleri, talebelerine yılanlardan korkmamalarını ve onları geri atmalarını söyledi. Talebeleri de böyle yaptı. Atılan yılanlar birer ağaç fidanı oldular. Bundan sonra Ecipal halı ile havada yaklaşarak, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine hakâretler etti ve yükseklere uçtu. O sırada, şeyh dedi ki:

-Ey ayakkabılarım. Ecipal’i kafasına vura vura yere indirin!. Çıkardığı ayakkabıları, Ecipal’in yanına kadar uçtular ve kafasına vura vura yere indirdiler. Ecipal bu durumda kendi âcizliğini anladı. Çeştî hazretlerinin ayaklarına kapanarak af diledi ve müslüman oldu.

(Mehmet Sedat)



Erkek : Nezih - Kız : Müzeyyen - Yemek : Sütlü çorba, Pastırmalı Yumurta, Yoğurt, Mandalina



Featured Image 01