Untitled Document

HİKÂYE - KAYNANA

Kararlaştırdıkları gibi, Almanya’dan döndüklerinin ertesi günü, şehre ev kiralamaya gittiler. Çoktan beri, münakaşa konusu olan kaynana meselesini açan gelin, “Ben kaynana ile bir evde katiyyen oturmam. Ona hizmetçi olamam” diye diretince, Ali bir müddet düşünüp, annesine kendisinin bakacağını söyleyerek, alt-üst iki daire kiraladılar. Kendi dairelerini döşeyip, kaynanaya da perde ve divan alıp yerleştirdiler.

O günden sonra Ali, her sabah üst kata çıkıp inerek kiralık dükkan aramaya gidiyor, yorgun-argın eve dönerken; “Hanım bugün kimbilir neredeki oyun partisine katılmıştır?” diye düşünüyordu.

O akşam da, “Yine hiç şansım yok. Konkende hep kaybediyorum” diye karşılayan hanımına, “Bugün anamı yukarıya getirip yerleştirdim. Bir hoşgeldin diyebilirsin” diye cevap verdi. O anda, sinirlenen hanım, “Anan mı? Ne çabuk? Bugün moralim çok bozuk!” diyerek yattı.

Ertesi akşam kapıdan girer girmez, “Hani hasta diyordun? Kaynana olacak o kadın, akşama kadar benimle uğraştı. Yok, ben gavur olmuşum. Yok bilmem neler yapıyormuşum. Daha neler neler...“ diye sinirlenen hanımı ile karşılaştı. Birkaç teskin edici söz söyleyip yatıştırdı. Artık  her akşam hanımı, kaynana-gelin kavgasının bir ayrı sahnesini anlatıyordu.

Ali o sabah da yukarı çıkıp bir müddet sonra inerek, “Hanım, annemle kararlaştırdık. Haydi hazırlan. Onu köye bırakıp geleceğiz. Ben arabayı çalıştırıyorum.” dedi. Kadın içinden gülüyordu. “Geldi geleli kadının yüzünü bile görmedim daha. Ali’yi rollerimle iyi kandırdım. Kurtuluyorum artık.” diye sevinerek hazırlandı. İkisi birden yukarı çıkıp kapıyı  açtılar. Gelin çekinerek içeri girip etrafa baktıktan sonra, “Aaaaaa... Burada kimse yokmuş.” diye olduğu yere yığıldı.

Ali, kıs-kıs gülerek konuştu: “Kalk hanım, kalk. Zaten anamı getirmedim ki. Hazır araba çalışmışken seni, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine götüreyim.”



Erkek : Ahmet Faruk - Kız : Tuba - Yemek : Un çorbası, Ispanak, Makarna, Salata



Featured Image 01