SOHBET - YABANCI DEVLETTE YAŞAMAK

Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

“Allahü teâlâ, tevâzu üzere olmayı bana emreyledi. Hiçbiriniz, hiçbir kimseye tekebbür etmesin, büyüklenmesin.”

Zimmî denilen Müslüman olmayan vatandaşlara ve turistlere de kibirlenmemek lâzım olduğu hadîs-i şerîften anlaşılmaktadır. Her insana tevâzu yapmak lâzım olunca, onlara hıyânet yapmak, incitmek hiç câiz değildir.
Yabancı memleketlerde bulunan Müslümanlar için, onların mallarına, canlarına, ırzlarına, namuslarına saldırmak, orada da hırsızlık, çapulculuk yapmak, can yakmak, kâfirlerin de kanunlarına karşı koymak, idârecilerine hakâret etmek, huzursuzluk, karışıklık çıkarmak, vergi kaçakçılığı yapmak, nakil vasıtalarının ücretlerini ödememek ve İslâm’ın şerefine ve güzel ahlâkına yakışmayan herhangi bir çirkin harekette bulunmak câiz değildir.

Devlete, kanunlara karşı gelmek, nerede olursa olsun, fitne çıkmasına sebep olur. Fitneye sebep olmak haramdır.

Bir kimse İslâm memleketlerinde veya Almanya gibi memleketlerde Peygamberimizin ve İslâm âlimlerinin açıklamalarına uymayarak, kâfirlere karşı da, terbiyesizlik, edepsizlik, taşkınlık yaparsa, onların idârelerine, disiplinlerine karşı gelerek suç işlerse, günah işlemiş olacağı gibi, İslâmiyeti ve Müslümanları bütün dünyaya karşı kötü, sevimsiz ve barbar olarak tanıtmış olur. Böylece de, İslâmiyet’e büyük hıyânet yapmış olur.

İslâm Ahlâkı: 99