Untitled Document

MANZUM MENKIBE - SEYYİD FEHİM-İ ARVÂSÎ

 Seyyid Fehim Efendi, heybetli bir zât idi,
Sevimli, nûrlu lâkin, çok vakar sahibiydi.

O devirde bir kişi, “Abdullah” ismi ile,
Anlatır ki; Arvas’tan, çıktım Hac gâyesiyle.

Paramı kaybettim hep, Hac zamanı Mekke’de,

Şaşıp gezerken buldum kendimi bir bahçede.

Ortasında bir câmi, kapıda var bir adam,

Dedi: “Evliyâlara ayrılmıştır bu makam.

Cuma günü velîler, burada toplanırlar,

İkindi namazını, cemaatle kılarlar.”

Sevinip beklemeye, koyuldum ben oturup,

Baktım ki evliyâlar, geliyor grup grup.

Câmi tamam dolunca, en son o zât-ı şerîf,

Büyük bir vakar ile, yanıma etti teşrîf.

Hürmetle öptüm hemen, mübârek ellerini,

Ve derdimi söyleyip, istedim himmetini.

Buyurdu ki: “Bu sırrı, hayatta oldukça Biz,

Açıklamazsan eğer, işini hâllederiz.”

Biraz sonra gördüm ki, gözümü açtığımda,

Köyde bulunuyorum, bir çeşmenin başında.

Hemen Seyyid Fehim’e, gidip öptüm elini,
Buyurdu ki: “Unutma, sana dün dediğimi.”



Erkek : Şakir - Kız : Şeyma - Yemek : Soğan yahni, Yumurtalı ıspanak, Bohça Tatlısı



Featured Image 01