Untitled Document

BATILI GÖZÜYLE - TÜRKLERİN ESİRİYİM

Poltova’da Rus Çarı Deli Petro’ya mağlûp olup, Osmanlı Devleti’ne sığınan İsveç Kralı Demirbaş Şarl, Türkler hakkında şöyle demektedir: “Poltova’da esir oluyordum, bu benim için bir ölümdü. Kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak be­lirdi.

Önümde su, ardımda düşman, tepemde alevler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak ve güneş beni eritmek istiyordu. Gene kurtuldum. Fakat, bugün esirim. Türkler’in esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar. Beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok, zindanda da değilim. Hürüm, iste­diğimi yapıyorum. Lâkin gene esirim. Şefkatin, âlîcenâblığın, asâ­letin, nezâketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar şefkatli, bu kadar âlicenâb, bu kadar asîl ve bu kadar nâ­zik bir milletin ara­sında hür bir esir olarak yaşamak, bilseniz ne ka­dar tatlı...”

ZEKÂ BULMACASI - HANGİ GÜN

Dört kardeş, 1 Ocak 1992 günü şöyle kararlaştırıyorlar: “Yarından itibaren hepimiz, çalışmaya başlıyalım. En küçüğümüz 4 gün çalışıp, 1 gün dinlensin. Onun büyüğü 9 gün çalışıp 1 gün dinlensin. Üçüncü 11 gün çalışıp 1 gün dinlensin. En büyüğümüz de 14 gün çalışıp 1 gün dinlensin.”

Anneleri hepsinin birden ilk dinlendiği güne, baklava hazırlamak istiyor. Fakat, bir türlü hesaplayamıyor. Acaba baklava hangi tarihte yapılmalı?   (Cevabı yarın)



Erkek : Namık - Kız : Nedret - Yemek : Patates Oturtma, Şehriyeli pilav, Muhallebi



Featured Image 01