ŞİİR - BİLMEZLER
Bizim memleketin dağ köylerinde; Bataklık bilmezler, sazlık bilmezler. Her taraf ormandır, çamlık, meşelik, Harman yeri hariç, düzlük bilmezler. Ağaç altlarında doğmuştur çoğu, Çok iyi bilirler, tepeyi, dağı. Elleri tutmamış içki bardağı, Sahillerde, yazlık mazlık bilmezler. Dağlara öğüttür rüzgârın hızı, Yirmi kilo çeker on günlük kuzu, Kışın derelerde görürler buzu, Soğuktur suları, buzluk bilmezler. |
Bir başka güzeldir kışın karları, Bin bir çiçek süsler yazın kırları, Doksana diz vuran ihtiyarları; Ağızda takma diş, gözlük bilmezler. Taş öbek öbektir köye girişte, Elde tahta kaşık, bulgur, erişte, Haktan ayrılmazlar alışverişte, Hilekârlık, düzenbazlık bilmezler. Hoş görürler başta esen yelleri, Türküden bilirler gurbet elleri, Ne deseler anlaşılır dilleri, Kitap mitap, sözlük mözlük bilmezler. |
|
FIKRA - İLTİFAT (!)
Dinsiz Abdullah Cevdet şiir yazmış. İçinde şöyle bir mısra varmış:
“Ben bu vatanın öksüzüyüm.”
Bu mısra yanlışlıkla: "Ben bu vatanın öküzüyüm.”
şeklinde yayınlanmış. Abdullah Cevdet buna pek kızgın bir halde Babıâli yokuşundan inerken Süleyman Nazif’e rastlamış ve şikâyet ederek:
"Ne dersin?" diye sorunca, o da şöyle cevap vermiş:
- İltifat etmişler.
Erkek : İdris - Kız : Hicret - Yemek : Mercimek çorbası, Etli nohut, Pirinç pilavı, Kiraz