ŞİİR - GEÇİLMEZ
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez; |
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez. |
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli; |
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez. |
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada, |
Bütün fâni lezzetlere darılmadan geçilmez. |
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekûn, |
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez. |
Kayalıklı boğazlarda yön arayan bir gemi; |
Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez. |
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhevâ, |
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez. |
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O’nda şifresi; |
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez! |
Necip Fazıl Kısakürek |
FIKRA - BENZERLİK
Misafir hanım, evin küçük çocuğunu kucağına almış okşuyor ve bir yandan da konuşuyordu:
- Allah bağışlasın, ne güzel çocuk! Ağzı tıpkı babasının ağzı, gözler annesinin gözleri, burun da ablasının...
Sessizce dinleyen çocuk, birden söze karıştı:
- Pantolon da ağabeyimin pantolonu teyze...
Erkek : Enes - Kız : Esra - Yemek : Pirinç çorbası, Izgara Köfte, Bulgur pilavı, Kiraz