ŞİİR - AYASOFYA
İslâm’ın diyârında bu elîm facia ne? |
Zulme kurban edildin, kan ağladın kaç sene!.. |
Bu ne çözülmez düğüm, kara bilmece gibi, |
Bir nûr, bir pırıltı yok,.... gündüzün gece gibi... |
Feryadın göğe çıksa, sağır yürekler duymaz, |
Gönlünün hasretiyle bağır... yürekler duymaz!.. |
Vicdanlar buz mu tutmuş, çökmüş mü aklın damı? |
Yürekler hep sağır mı? Yok mu gönül adamı?.. |
Cihanın çemeninde sen misin gam durağı? Tevhîd nûruyla dol da, yaşa en kutlu çağı!.. |
Bu dertler, bu mâtemler yakışmıyor ah sana, |
Taht etmişti gönlünü şanlı padişah sana... |
Hani kubbende Tekbîr, hani mihrâbında ses? |
Fethin heyecânını tattır bize bir nefes!... |
Gecenin gündüzü var, senin haykırman haktır, |
Bâtıl nefesler seni nasıl susturacaktır?.. |
Mustafa Necati Bursalı |
FIKRA - DEFTER-MEFTER
Üniversitede öğrenci olan Fatih, babasına mektubunda selâm kelâmdan sonra şunları yazdı: "Babacığım, acele beşyüzbin liraya ihtiyacım var. Çünkü: Defter-mefter, kalem-malem, silgi-milgi, kitap-mitap, ceket-meket, gömlek-mömlek alacağım."
Bir ay sonra babasından 250 000 lira ile birlikte şu cevâbî mektubu aldı: “Oğlum Fatih! Şu sıralar çok dardayım. Sen şimdilik göndereceğim 250 000 lira ile defter al, mefter kalsın. Kalem al, malem kalsın. Silgi al, milgi kalsın. Kitap al, mitap kalsın. Ceket al, meket kalsın. Gömlek al, mömlek kalsın.
Selâmlar... Baban."
Erkek : Necip - Kız : Neriman - Yemek : Taze fasulye, Çömlek pilavı, Yoğurt, Kadayıf