MAKALE - IRAK TÜRKLERİ
Bundan 15 sene önce bir münasebetle Bağdad'a çağrılmıştık. İki arkadaşla, bir gün "sabah namazı"nı müteakip, bekleyen bir arabaya binip Albay Abdullah Abdurrahman'ın evine gittik. Yanında, o zamanki "Türkmen Kardaşlık" hareketinin beyni olan Dr. Necdet Koçak vardı... Yengemizin yemekleri geldi, çaylar kahveler donandı. Biz İstanbul'dan iki gazeteci bir profesör, onlar da Kerkük'ten üç kişi Türkiye-Irak, Türk Dünyası genişliğince sohbet eyledik.
İlk ve son görüşmemizmiş. Saddam, esasen peşinde dolaştığı bu yiğit insanları 1980'de astırdı. O gün, Albay Abdullah Beyin evinde neler mi konuşuldu? Burada anlatmakla bitmez. Sadece iki cümleyi vurgulayayım. Albay: - Hele Türk bayrağı, şu Hazzo'dan bir görünüversin... Vallahi... Kerkük, Musul, hattâ Bağdat halkının yüzde sekseni, ya kendilerinin ya ana baba, dedelerinin Türk olduğunu hatırlayacaklar. Sandıklarından Osmanlı beratları çıkarılacak.
Rahmetli Doktor şunu ekledi: - O zaman, asıl bizim Kürt kardeşler çok sevinecekler. Çünkü, Türkiye'deki Kürtlerin her türlü mevkie gelmesindeki ayırımsızlık, okuma, seyahat, yerleşme, ticaret hürriyeti ve her türlü rahatlıklarını işittikçe nasıl imrendiklerini biliyorum.
- Ah! Allahım, bizi de bir gün Türk idaresine kavuşturacak mısın? Diye, dua ediyorlar. Ahmed Kabaklı
( Türkiye Gazetesi:22.3.1991)
Erkek : Mehmet - Kız : Mahire - Yemek : Kefal Pilakisi, Pirinç pilavı, Tahin-Pekmez