İnsan, yerler, gökler ve yıldızlar dediğimiz milyarlarca gök cisimlerinin boşlukta döndüklerini, asırlar boyunca çarpışmadıklarını, yer yüzünde, sıcaklık, basınç, hava, su miktarının, yapılarının, hareketlerinin tam hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanların, hayvanların, bitkilerin, cansız maddelerin, atomların, hücrelerin kısacası, sayısız varlıkların yapılarındaki ve hareketlerindeki nizamı, düzeni, uygunluğu görerek, bunları yapan, yaratan kudretli, bilgili bir sahibin bulunduğunu ister istemez kabûl etmek zorunda kalır. Aklı olan kimse, kâinattaki bu azameti, bu intizamı görerek  hemen Allahü teâlânın varlığına inanır.

Bu şekilde îmân etmiş kimse, İslâm âlimlerinin kitaplarından Peygamber efendimizin hayatını güzel ahlâkını da öğrenirse îmânı kuvvetlenir.

Ahlâk bilgisi öğrenen kimse, faydalı ve zararlı işleri daha iyi anlar. İyi işler yapıp dünyada kâmil ve kıymetli bir kimse olur. İşleri kolaylıkla hallolur, dünyada rahat ve huzur içinde yaşar. Kendisini herkes sever. Allahü teâlâ da ondan râzı olur. Böyle kimseler âhırette de, Allahü teâlânın merhametine, mükâfatlarına kavuşur.

Nezâket her kapıyı açan bir anahtardır. Pazarlık ettiğiniz esnafa, malının çok değerli olduğunu, ama sizin daha uygun birşey aradığınızı söylerseniz, almak istediğiniz şeyi, istediğiniz fiyata alabilirsiniz.