SOHBET - RAHATLIK CENNET-İ ÂLÂDADIR
Barbaros Hayreddin Paşa, Cezâyir’i ve çevresini ele geçirip, buralarda hâkimiyetini kurduktan sonra, seferin birine kendisi çıkmayıp, Sinan kaptanı Serasker olarak gönderdi. Bundan sonrasını kendisi şöyle anlatır: Sinan kaptanı gönderdikten sonra, kendi kendime: "Elhamdülillah, Allahü teâlânın yardımı ile nerede düşman varsa yola getirdik. Artık kendi rahatımıza bakalım.” dedim.
O gece bir rü’yâ gördüm. Rüyâmda ak sakallı, nûrânî yüzlü bir zât dedi ki: - Yâ Hayreddin! Yalan dünyada rahat olmaz. Rahat, Cennet-i a’lâda olur. Sana müjdeler olsun ki, Cezâyir'in önündeki ada'nın fethi yakındır. Hemen gayret eyle! Allahın yardımı seninledir!
Uyanınca, hatamı anlayıp, tövbe ettim. Sonra da hemen hazırlıklara başladım. Kâfirler, üzerinde kalesi ve yüksek burçları olan bu adayı çok iyi savunuyorlardı. O gün, Sinan kaptan seferden döndü. Neş’e içinde, limana girdiler.
Hazırlıklar bitince, topları adaya karşı çevirip teslim olmaları için haber gönderdim. Fakat kabûl etmediler. Bir gece sabaha kadar ibâdet edip yalvardım:
Ağlıyarak şöyle duâ ettim: “Yâ ilâhel âlemin! Şüphesiz sen her şeyi kolaylaştırıcısın! Şu kalenin fethini bu zayıf kuluna kolaylaştır.”
Sonra da bir ara gaflet bastırdı. Uykuya daldığımda, nûr yüzlü bir ihtiyar: “Ey Hayreddîn! Niçin elem çekersin. Gönlünü hoş tut! Herşeyin bir vakti, saati vardır. Vakitsiz kuş bile uçmaz. Filân gece, askerlerini teknelere doldur, filânca saat kalenin filân yerinden hücûm edin! Hak teâlânın yardımı sizin iledir!” dedi.
Sabah olunca, teknelerin hepsini denize indirdim. Gece olmasını bekledim. O saat gelince zifirî bir karanlık peyda oldu. Rahat bir şekilde, adaya çıktık. Kalenin burçlarına âit lâğımları, yâni yeraltı yollarını bulup askerlerim burçlara çıktı. Kaleyi feth ettik, Elhamdülillah!..
DÜNKÜ CEVAP
Erkek : Yahya - Kız : Tuba - Yemek : Etli nohut, Bulgur pilavı, Turşu, Sütlaç