Untitled Document

SOHBET - RAHAT VE HUZÛRA KAVUŞMAK İÇİN

İnsan, etrafını, meselâ yerleri, gökleri ve yıldızlar dediğimiz, milyarlarca gök küresinin boşlukta döndüklerini, asırlar boyunca çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sıcaklık, basınç, hava, su miktarlarının, yapılarının, hareketlerinin tam hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanların, hayvanların, bitkilerin, cansız maddelerin, atomların, hücrelerin, kısaca lise ve üniversitelerde okunan, tetkîk edilen sayısız varlıkların yapılarındaki ve hareketlerindeki nizamı, düzeni, uygunluğu görerek, bunları yapan, yaratan, kudretli, bilgili bir sâhibin bulunduğunu, ister istemez kabûl etmek, inanmak zorunda kalır.

Aklı olan kimse, kâinattaki bu azameti, bu intizamı görerek, hemen Allahü teâlânın varlığına inanır, Müslüman olur. Nitekim, 1966 senesinde Müslüman olan İsviçreli felsefe profesörü, gazetecilerin suâllerine karşılık olarak demiştir ki; "İslâm kitaplarını tetkîk ederek, hak yolu anladım. İslâm âlimlerinin büyüklüğünü kavrayabildim. İslâm dîni, olduğu gibi anlatılsa, bütün dünyada aklı olan herkes seve seve Müslüman olur."

Bir insan, tabiatı ve kendini tetkîk ederek, hemen Müslüman olduktan sonra, islâm âlimlerinin kitaplarından, Muhammed aleyhisselâmın hayâtını ve güzel ahlâkını da öğrenirse, îmânı kuvvetlenir. Ahlâk bilgisi öğrenerek, iyi ve fenâ huyları, faydalı ve zararlı işleri anlar. İyi işleri yapıp, dünyada kâmil, kıymetli bir insan olur. İşleri muntazam ve kolaylıkla hâsıl olur. Dünyada rahat, huzûr içinde yaşar. Kendisini herkes sever. Allahü teâlâ ondan râzı olur. Âhirette de, Allahü teâlânın merhametine, mükâfâtlarına nâil olur.

FIKRA - ŞAŞIRTMACA

  – Çayını hep sağ elinle mi karıştırırsın?
  – Tabii sağ el ile karıştırırım.
  – Çok tuhaf şey. Ben her zaman kaşıkla karıştırırım!



Erkek : Mükremin - Kız : Câhide  - Yemek : İşkembe Çorbası, Türlü, Pilav, Komposto



Featured Image 01