Untitled Document

HİKÂYE - KUŞUN ÖĞÜDÜ

  Tamahkâr biri, küçük bir kuş yakalar. Kuş der ki:
  - Beni ne yapacaksın?
  - Kesip yiyeceğim.
  - Benim bir lokmacık etim ne karın doyurur, ne de bir derde devâ olur. Beni bırakırsan sana üç mühim nasîhatte bulunurum.
  - Nasîhatleri söylersen seni bırakırım.
  - Birini elinde iken, ikincisini şu ağaca konunca, üçüncüsünü de karşı tepeye varınca söylerim.
  - Peki birincisini söyle!
  - Elinden çıkanın hasretini çekme!
  - İkincisi ne?
  Ağaca konunca der ki:
  - Olmayacak şeye inanma!
  Kuş karşı tepeye varınca yine der ki:
  - Sen ne ahmaksın. Benim kursağımda 50’şer gramlık 2 inci vardı. Beni kesseydin bunlara mâlik olacaktın.
  İnci sözünü duyar duymaz, tamahkâr, hemen oraya yıkılıp kalır. Eyvâh, diyerek dövünmeye başlar. Sonra der ki:
  - Haydi üçüncüyü söyle!
  - Sen iki nasîhati hemen unuttun. Üçüncüsünün ne faydası olacak ki?
  - Söyle belki bunu unutmam.
  - (Elden çıkan şeye üzülme!) dedim, beni bıraktığına üzüldün. (Olmayacak şeye inanma!) dedim, etimle,
  kemiğimle, 100 gram gelmezken, kursağımda elli gramlık 2 inci olduğuna inandın.
  - Üçüncü nasîhatin ne idi?

  - Ahmağa nasîhat kâr etmez. Tamah, insanı kör ve sağır eder, gerçeği görmesine mâni olur.            
  
                                                                                                                   
İhyâ’ul-ulûm

FIKRA - TOPAL KANARYA

  Adamın biri hanımına sürpriz yapmak ister. Çok güzel bir kanarya getirir. Adam son anda kanaryanın topal olduğunu anlar ve öfkeyle satıcısına gidip bağırır:
  - Bu kanarya topal!
  Satıcı hiç bozulmadan şöyle cevap verir:

  - Biz size kanaryayı güzel güzel ötsün diye verdik. Dans etsin diye vermedik ki...



Erkek : Hazım - Kız : Rezzan  - Yemek : Etli bamya, Kızartma, Pilav, Kavun



Featured Image 01