Komşuların hakkı çok mühimdir. Zîrâ Peygamber efendimiz buyurdu ki:

(Komşunun mîras gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer Müslüman ise, sende iki hakkı vardır: Biri komşu hakkı, biri de Müslüman hakkı.)

Komşu görüldüğü zaman, hâl ve hâtırı sorulmalı, hasta olunca ziyâretine gidilmelidir. Komşunun evine gidince, izin almadan içeriye girmemeli, elinden gelirse, komşunun ihtiyâcına yardım etmelidir. Komşunun yiyeceği yok iken, yemeği yememelidir. Zîrâ onun, o yemekte hakkı vardır. Onun için her yemek yenildiğinde,"Acaba komşularımdan yiyecek yemeği olmayan var mıdır?" diye düşünmelidir.

Her Müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, Müslüman mahallesinde ve harâmlardan sakınan, ibâdetlerini yapan sâlih Müslümanlar arasında ev araması lâzımdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!)

Koca Ragıp Paşa, birgün Boğaziçi'nde gezerken, çok susar ve oynamakta olan bir çocuktan su ister. Çocuk evine koşup kâse içinde turşu suyu getirir. Paşa birkaç yudum içince çocuğa sorar:
-Senin adın nedir?
-Haşmet'tir efendim.
-Niçin turşu suyu getirdin?
-Turşu küpümüzün içine fare düştü de, annem gelip geçene ikrâm ediyor.

Paşa bunu duyunca elindeki kâseyi savurup atınca çocuk ağlamaya başlar. Paşa çocuğun gönlünü almak için sorar:
-Oğlum, niçin ağlıyorsun?
-Köpeğimin kâsesi kırıldığı için ağlıyorum efendim.

Çocuğun şaka yaptığını anlayan Paşa, Haşmet'i himâyesine alır ve meşhûr Şâir Haşmet olur.

    Her Cumartesi günü, çocuğunuzun en yakın dostu,  Türkiye Çocuk günüdür.