MENKIBE - KÜSLERİ BARIŞTIRMAK
Müslümanların birbirine karşı olan haklarından birisi de iki kişinin arasını bulmak, küsleri barıştırmaktır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Nâfile namaz, oruç ve sadakadan daha fazîletli ameli söyleyeyim mi?" Eshâb-ı kirâm, (Evet yâ Resûlallah.) deyince, buyurdu ki:
(İki kişi arasını bulmak ve düzeltmektir. Çünkü ara bozukluğu dini kökünden yıkar.”
Peygamber efendimiz gülümsediği zaman, Hazret-i Ömer sebebini suâl edince, buyurdu ki:
“Ümmetimden iki kişi, Allahü teâlânın huzûruna çıkar. Birisi der ki:
-Yâ Rabbî, bu adamdan hakkımı al!
Allahü teâlâ buyurur:
- Bu adamın hakkını ver!
-Yâ Rabbî! Bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim?
Allahü teâlâ hak sâhibine buyurur:
- Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın?
- Günahlarımı alsın!”
[Bu arada Peygamber aleyhisselâm ağlayarak,]
(O gün öyle dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun insan kendi günahının yükünü çekemez.) buyurur.]
Allahü teâlâ, hak sâhibine buyurur:
- Başını kaldırıp Cennetin şu muhteşem köşklerine bak!
Hak sâhibi baktıktan sonra der ki:
- Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler, hangi şehîd, hangi sıddîk veya hangi peygamberindir?
- İşte o gördüğün göz kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir.
-Yâ Rabbi! Bunların bedellerini kim ödeyebilir?
- Sen ödeyebilirsin.
- Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki?
- Hakkını bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sâhip olursun.
- Bağışladım yâ Rabbî.
- Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete girin!)
Peygamber aleyhisselâm devamla buyurdu ki: “Allahtan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Zîrâ Allahü teâlâ, kıyâmet gününde sizin aralarınızı düzeltir.”
TGRT/FM, her zaman yanınızda
(İki kişi arasını bulmak ve düzeltmektir. Çünkü ara bozukluğu dini kökünden yıkar.”
Peygamber efendimiz gülümsediği zaman, Hazret-i Ömer sebebini suâl edince, buyurdu ki:
“Ümmetimden iki kişi, Allahü teâlânın huzûruna çıkar. Birisi der ki:
-Yâ Rabbî, bu adamdan hakkımı al!
Allahü teâlâ buyurur:
- Bu adamın hakkını ver!
-Yâ Rabbî! Bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim?
Allahü teâlâ hak sâhibine buyurur:
- Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın?
- Günahlarımı alsın!”
[Bu arada Peygamber aleyhisselâm ağlayarak,]
(O gün öyle dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun insan kendi günahının yükünü çekemez.) buyurur.]
Allahü teâlâ, hak sâhibine buyurur:
- Başını kaldırıp Cennetin şu muhteşem köşklerine bak!
Hak sâhibi baktıktan sonra der ki:
- Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler, hangi şehîd, hangi sıddîk veya hangi peygamberindir?
- İşte o gördüğün göz kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir.
-Yâ Rabbi! Bunların bedellerini kim ödeyebilir?
- Sen ödeyebilirsin.
- Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki?
- Hakkını bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sâhip olursun.
- Bağışladım yâ Rabbî.
- Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete girin!)
Peygamber aleyhisselâm devamla buyurdu ki: “Allahtan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Zîrâ Allahü teâlâ, kıyâmet gününde sizin aralarınızı düzeltir.”
Erkek : İhsan - Kız : Halide - Yemek : Paça Çorbası, Kıymalı Taze Fasulye, Pilav