Untitled Document

MENKIBE - KİM DAHA CÖMERT

    Cömertliği dillere destan olan Hâtim-i Tâi’ye derler ki:
  - Kendinden daha cömert birini gördün mü?
  - Evet gördüm.
  - Kimmiş o?
  - Yetim bir gence misâfir olmuştum. Bana bir koyun kesip ikrâm etti. Koyunun bir yeri çok hoşuma gitti. Yemin ederek, “Burası çok lezzetliymiş.” dedim. Bunun üzerine genç, dışarı çıktı. On koyunu varmış. Birisini daha önce kesmişti. Geri kalan dokuzunu de keserek, benim sevdiğim kısımları pişirip önüme getirdi. Ben olanların farkında değildim. Giderken kapının önündeki kanları görünce, sitemle sordum:
  - On koyunun onu da kesilir mi?
  - Sübhânallah, bunda şaşılacak ne var? Bir şey sizin hoşunuza gitmiş. Bunu yapmak da benim gücüm dâhilindedir. Bunu sizden esirgemem hiç uygun olur mu?
  Bunu dinleyen arkadaşları tekrar sorarlar:
  - Yetim gencin ikrâmına karşılık siz de ona bir şey verdiniz mi?
  Hâtim-i Tâi der ki:
  - Verdim ama pek mühim sayılmaz.
  - Ne verdiniz?
  - Üç yüz deve ile beş yüz koyun.
  - O hâlde, sen ondan daha cömertsin.

  - Hayır o genç benden daha cömerttir. Zirâ o koyunlarının tamamını verdi. Ben ise malımın çok azını verdim. Bir fakirin, yarım ekmeğinin tamamını misâfire vermesi mi mühimdir, yoksa bir zenginin sürüsünden bir deveyi misâfirine ikrâm etmesi mi?

FIKRA - YALAN SÖYLÜYOR

  Akıl hastanesinde muâyene edilen bir adam, doktorları Napolyon olduğuna inandırmaya uğraşırken, doktorlardan birisi sorar:
  -Sana Napolyon olduğunu kim söyledi?
  -Fransa kralı söyledi.
  Koğuşun öteki ucundan bir başka hasta bağırır:

  -Yalan! Ben ona hiçbir şey söylemedim.



Erkek : Orhan - Kız : Banu  - Yemek : Düğün çorbası, Tas kebabı, Ayran



Featured Image 01