Cezâyir, 1517 ile 1830 târihleri arasında Osmanlı Devleti'nin bir eyâleti idi. Oruç Reis, Barbaros Hayrettin Paşa ve oğulları Büyük Hasan Paşa, Küçük Hasan Paşa, Kazdağlı Sâlih Paşa, Kılıç Ali Paşa... burada beylerbeyliği yapmış amirallerimizdir.

Kânun-i Sultan Süleyman Hân zamanında Oruç Reis; Kuzey Afrika ve Cezâyir'i, İspanyol ve Portekiz'in elinden ve sömürge olmaktan kurtardı. O zamanın en kuvvetli Hıristiyan devleti olan İspanya'ya deniz seferi ile, Almanya'ya da Orta Avrupa Seferi'yle baş eğdirdi.

Biz Cezâyir'i Arapların elinden almadık. Arapları ve Berberîleri, İspanyolca konuşan Katolikler olmaktan kurtardık. Cezâyir'in her karış toprağı Türk kanı ile sulanmıştır. Buradaki donanmamız, Kuzey Amerika'ya, İngiltere'ye, İzlanda ve İrlanda'ya, Batı Afrika'ya kadar yüzlerce Atlantik Seferi yaparak, Osmanlı Cihan Devleti'nin gerçekleşmesinde birinci derecede hizmet etti.

Yılmaz Öztuna - Türkiye Gazetesi 25.1.1999

Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Kendini ondan üstün görmekle, kalbi rahat eder. Ucub da kendini ondan üstün bilmektir. Burada başkasını düşünmez. Kendini ve ibâdetlerini beğenir. Kibir; kötü huydur. Haramdır. Hâlıkını, Rabbini unutmanın alâmetidir. Çok din adamı, bu kötü hastalığa yakalanmıştır. Hadîs-i şerîfte; “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennete girmez.” buyuruldu. 
  Kibrin aksine Tevâzu denir. Tevâzu kendini başkaları ile bir görmektir. Başkalarından daha üstün ve daha aşağı görmemektir. Tevâzu, insan için çok iyi bir huydur. Hadîs-i şerîfte, “Tevâzu edene müjdeler olsun!” buyuruldu.

  Bir odada art arda bağlanmış 6 ampul var; her birinin üzerinde 220 volt, 25 watt yazıyor. Ampullerden biri patladı; yerine 220 volt, 40 watt’lık bir ampul takıldı. Bu ampul diğerlerinden daha parlak mı, daha sönük mü yanacaktır?

(Cevabı Pazartesi)