Untitled Document

BATILI GÖZÜYLE - TÜRKLERDE HIRSIZLIK MEYLİ YOKTU

Dostum M. W.'nin yemiş (incir) mevsiminde, Çeşme ile İzmir arasında ekseriyetle ulak (postacı) olarak kullandığı Bucalı Mustafa isminde fakir bir köylü vardı. Bu adamcağız altın torbaları yüklenerek İzmir'den umumiyetle akşamları hareket eder, bütün gece yol yürür ve sarp dağlar aşmak sûretiyle 30 fersah gittikten sonra ertesi sabah kıymetli yüküyle Çeşme'ye varırdı.

Bâzan yolun bir kısmını katır üstünde kat'ettiği olurdu; fakat dağlara yaklaşınca daha çabuk gitmek için hayvanından inerdi. Sisamlı Rumlardan başka korktuğu yoktu. Fakat Mustafa onlara hiç rastgelmediği için, hiçbir zaman karşılaşmayacağına hükmediyordu. İşin asıl şaşılacak tarafı, yol boyunca herkesin onu tanıması ve taşıdığı yüklerin ne (altın) olduğunu bilmeyen kalmamasıydı. Buna rağmen İzmir tüccarları içinde parasını o kadar tehlikeli bir yoldan göndermekte tereddüt eden yoktu. Türk ırkının hırsızlık meyli olmadığını başka bir münâsebetle de kaydetmiştim; kendilerine gösterilen i'timâda hiçbir zaman Türklerin ihânet ettikleri veyâhut öte-beri aşırdıkları görülmemiştir...

İngiliz Charles Mac-Farlane 1829

ZEKÂ BULMACASI - YAŞ BULMA OYUNU

Yaş bulma ile ilgili birçok matematik oyun vardır. Bunlardan biri de şudur:

Arkadaşınız tek basamaklı bir sayı tutsun ve bu sayıyı 9 ile çarpsın. Yaşının 10 katından bu çarpımın sonucunu çıkarsın ve kalanı size söylesin. Bu kalan sayının son rakamını evvelki kısmı ile toplarsanız arkadaşınızın yaşını bulursunuz.

Meselâ arkadaşınızın yaşı 19, tuttuğu tek rakamlı sayı 5 olsun. 19x10-5x9 = 190-45 = 145 bulunur. Arkadaşınızın yaşı=14+5=19’dur.



Erkek: Harun - Kız: Mihribah  - Yemek : Sulu köfte, Patates püresi, Salata, Muhallebi



Featured Image 01