TARİH - YA DEVLET BAŞA
Osmanlı tebaası olan Balkan Milletleri, 350 sene millî benliklerini muhâfaza ettiler. Çünkü Osmanlılar bütün azınlıklara; en geniş dînî, idarî ve kültürel hakları tanıyordu. Osmanlı Devleti'nin tabiî siyâseti böyle idi. Bu sâyede, dünyanın üç kıtasına yayıldı ve "İlâ-yı Kelimetullah" için çalıştı.
Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Romanyada en küçük köyler bile; kendi râhipleri ve yöneticileriyle idâre edilirlerdi. Kendi lisanlarıyle konuşur, yazar; kendi öğretmenleri tarafından, kendi okullarında ders görürlerdi. Millî târih ve edebiyatlarını, destanlarını öğrenirlerdi.
Kendi şarkılarını terennüm edip, gelenek ve göreneklerini devam ettirirlerdi.
3,5 asır, böyle devam etti. Ne zaman ki; Devlet-i Âliyye, gücünü kaybetmeye başladı. İşte o zamana kadar "kuzu kuzu" yaşayan bu kavimler, toprak üstüne çıkıp kurtlaştılar. Çünkü, en küçük köyler bile; birer siyâsî, dînî ünite idiler. Derhâl birleştiler. Hak istemeye, hürriyet istemeye başladılar.
Bütün mesele "Devletin Kuvveti" meselesidir. Boşuna denmemiştir:
"Ya Devlet başa, ya Kuzgun leşe! "
Prof. Dr. İsmet Miroğlu Türkiye Gazetesi
TEKERLEME - 11092000
Elim elim ibrişim, İbrişimi bükerim, Yedi dağın ardına , Yedi sarayın içine, Yedi odanın içine |
Bey dayımın yanına, Yengemin yanına, Gön:Yavuz Bildik |
Erkek : Abbas - Kız : Firdevs - Yemek : Tarhana Çorbası, Izgara Et, Makarna, Söğüş Salata