Untitled Document

SOHBET - FARZLARIN EHEMMİYETİ

Farz ibâdetin yanında, nâfile ibâdetin kıymeti yok gibidir.  Mel’ûn şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor. Kazâları yerine getirtmeyip nâfilelere yol gösteriyor. Zekât verdirtmeyip, sadakaları güzel gösteriyor. Hâlbuki, zekât niyeti ile fakire bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekten daha sevaptır.

ünkü, zekât vermek farzdır. Zekât niyeti olmadan verilenler ise, nâfile ibâdettir.

Zamanımızın Müslümanları, farzları bırakıp, nâfile ibâdetlere sarılıyorlar. Nâfile ibâdetleri yapmaya, meselâ; mevlit okutmaya, câmi yapmaya, sadaka ve hayrat yapmaya ehemmiyet verip, farzları, meselâ; beş vakit namaz kılmayı, Ramazan-ı şerîf ayında oruç tutmayı, zekât vermeyi, borç ödemeyi, helâlı harâmı öğrenmeyi, hafif ve lüzumsuz görüyor.

Sadaka ve hayrâtın çoğu, şöhret, hürmet ve nefsin şehvetlerini kazanmak için olur. Hâlbuki, farzlar yapılırken araya, riyâ, gösteriş karışmaz.

Kâfirlerin, mürtedlerin, bâzı emellerine kavuşmak için, dîne uygun işler yapması âhırette fayda vermez. Çünkü onlar, îmân ile şereflenmemişlerdir.

İbâdetlerin en kıymetlisi, farz olanlardır. Bunlardan sonra, Şâfiî’de sünnet namazlar, Hanbelî’de cihâd, Hanefî’de ve Mâlikî’de ilim öğrenmek, öğretmek ve cihâddır.

Nâfile ibâdetlerin farzlar yanındaki kıymeti, okyanus yanında bir damla su gibi bile değildir. Farz borcu varken sünnetle uğraşan, borçlu iken alacaklıya hediye veren kimseye benzer.

FIKRA - FIRSAT BULAMAMIŞ

  Çocuk, yeni giydiği pantolonu çamur içinde eve gelir. Bu durumunu gören annesi sorar:
  -Yavrum, çamura mı düştün?
  - Ayağım kaydı anneciğim, pantolonumu çıkarmaya fırsat bulamadım!..



Erkek : Burhan - Kız : Leman  - Yemek : Karışık kızartma, Fırında makarna, Salata



Featured Image 01