TARİH - SERHAD GÂZİLERİ
Askerî târihimize kahramanlıkları ile şan ve şeref katan serhad gâzilerimiz, kültür târihimize de, sporculukları ve şiirleriyle de katkıda bulunmuş yiğitlerimizdir. Uç'lardaki kalelerde görev yapan bu gâziler, üç toplumdan meydana geliyordu. Serhad gâzileri'nin görevleri; düşmandan alınıp kendilerine teslim edilmiş olan kale ve palangaları korumak, bilgi toplamak ve gerektiğinde akınlara gitmekti. Evliyâ Çelebi, dağlık olan Karadağ, Hersek ve Bosna bölgelerindeki serhad gâzilerinin yaşantılarını ve elbiselerini şöyle anlatıyor: "Gâziler dâima kılıcı belinde, tüfeği elinde adamlar olup gece ve gündüz silahlarıyle yatarlar. Hattâ yıkanırken ve namaz kılarken bile silâhlarını yanlarından ayırmaz, hazır bulundururlar. Ama, bu yerler at yetişmez taşlık diyâr olmakla elbiseleri kırmızı prankona çuha, daracık yelekleri giyip göğüslerinde birer okka gümüş halkaları var. Bellerine kuşak sararlar. Bir esir alınca onunla bağlarlar. Bir kuyudan su çekseler kuşağıyle çekerler. Nice gâziler esir olduktan sonra kuşağını kement edip düşman kalelerinden firar etmişlerdir. Bellerinden aşağı bolca beyaz şalvar giyip, ayaklarına bir çeşit nâzik çarık giyerler ki, taşlık yerde her biri ceylan gibi sekerler. Başlarına yine kırmızı çuha, Hırvat arakiyesi giyerler. Allah için söylemek lâzımsa, çevik ve çabuk değerli yiğitlerdir. Bu gâziler ile serhadlerde tatlı sohbetler ettik..." Âşık Hasan'ın pâdişah II. Mustafa Hân'ın huzûrunda söylediği Serhad Türküsü: | ||
|
Erkek : Nezih - Kız : Fatma - Yemek : Pirinç çorbası, Ekşili köfte, Kabak tatlısı