Bugün Hıristiyan memleketlerinde, zinâ, safizm, livata gibi fuhuş çok yaygındır. Bunun en önemli sebebi de, kadın ve erkeklerin, birbirleri ile kontrolsüz ve ölçüsüz şekilde görüşmeleridir. Bunun için, Batı'da zinâ etmeden ömür geçirmiş bir erkek ve kadın, pek nâdir bulunur.

Kadın erkek, hiç çekinmeden, berâber oturmaları, konuşmaları ve görüşmeleri ile; kadınlara hürmet ediyoruz ve haklarını yerine getiriyoruz dedikleri hâlde, onları bu tehlikelere kendileri düşürerek, gerçekte kadınları tahkir etmekte, aşağılamakta ve ticâret malı gibi kullanmaktadırlar.

Müslümanların hanımları ise, ırz, nâmus ve hayâ sâhibi olarak, beyleri yanında ve her yerde muhterem, kıymetli olduğundan, beyleri onları böyle tehlikelere ve hakâretlere lâyık görmezler.

Her insan, en çok sevdiği ve kıymetli olan şeyleri, kendi nefsi için sakladığı gibi, Müslümanlar da, kendilerine her şeyden kıymetli, aziz ve muhterem bildikleri beylerini, hanımlarını uçan kuştan esirgerler. Bu ise, muhabbetin ve sevginin çokluğundandır.

Avrupalılar, bu hususta ahlâk ve nâmus duygusundan uzaklaşmışlardır. Erkeğin, hanımını veyâ kadının kocasını kıskanması, çok gülünç ve alay konusu olur ve ahmaklık kabul edilmektedir. Bu gibi yerlerde birisi hakkında, "Filân kimse kıskançmış." denilince, terbiyesiz ve ahmak sayılır.

Marsilyalılar, cimrilikleriyle tanınırlar. Bir gün Jean arkadaşını ziyârete gitmişti. Bir de ne görsün? Arkadaşı kör alfâbesi çalışmıyor mu? Merak edip sorar:

- Aman kardeşim senin gözlerinin bu kadar bozulduğunu bilmiyordum.

Beriki ters ters cevap verir:

- Niçin bozulacakmış? Tasarruf için, geceleri elektrik yakmadan okuyabileyim diye, çalışıyorum.