MALZEME: 2 bardak pirinç, 250 gr kestane, 2 çorba kaşığı kuş üzümü, 1 ince doğranmış havuç, yarım demet dereotu, 4 bardak su veyâ et suyu, 2 kesme şeker, 2 kaşık tereyağı, tuz ve karabiber.
YAPILIŞI: Pirinçler ayıklanıp tuzlu sıcak suda 1 saat bekletilir. Kestaneler ortalarından kesilip kebap yapılır. Daha sonra kabukları soyulur. Pirinçler, nişastası gidene kadar bol su ile yıkanır. Tencereye yağ konulup kızdırılır ve su ilâve edilir.

Kaynayınca içine tuz, şeker, pirinç konulup 3-4 dakîka kavrulur. Üzerine 4 bardak su ilâve edilir. Kuş üzümü, kestane ve havuçlar da eklenip tencerenin kapağı kapatılır. 20 dakîka kısık ateşte pişirilir. Suyunu çekince, dereotu ve baharat serpilip servis yapılır.

Avrupalıların “Muhteşem Süleyman” lakabıyle andıkları Kânunî Sultan Süleyman Hân, “Muhibbî” mahlası ile çok güzel şiirler yazmıştır. Şiirlerinden bir kısmı toplandı.

Bir gün, saray bahçesindeki ağaçların karıncalar tarafından istilâ edildiğini görüp, karıncaların öldürülmesi hususunda, zamanın Şeyhülislâmı Zenbilli Ali Efendi’den fetva istedi. Suâli şiir şeklinde olup, şöyleydi:

Dırahtı (ağacı) sarmış olsa karınca,
Zarar var mı karıncayı kırınca."

Zenbilli Ali Efendi de, bu zarif suâle yine şiirle cevap verip, suâl kâğıdının altına şu beyti yazdı:

"Yarın divânına Hakkın varınca,
Süleyman’dan alır hakkın karınca.

(TÜRKİYE Gazetesi İslâm Âlimleri Ansiklopedisi: 14/346)