Untitled Document

HATIRA - HÜSREV PAŞA'NIN BAHŞİŞİ

19. asrın en zengin ve cömert devlet adamlarından biri Sadrâzam Hüsrev Paşa’ydı. Sonraları Enderun tarihini yazan Atâ Beyi sünnet olduğunda babası Tayyar Ağa, büyüklerin, bu arada da Hüsrev Paşa’nın elini öpmeye götürmüştü. Bu sırada konağında emekli olarak oturan doksanlık Hüsrev Paşa, “Ah yavrum, fakir zamanıma rastladın.” diye iç çekmiş, sonra bir çekmeceden çocuğa hediye olarak zarflı bir kahve fincanı hediye etmişti.

Çocuk fincanı ne yapsın, atmışlar sandığın bir köşesine. Aradan uzun yıllar geçmiş. Atâ Bey büyümüş, memur olmuş, evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış. Sonra işini kaybetmiş. Borçlanmış. Evini satmış. Ev eşyalarını da ucuz demeden satmaya başlamış. Hülâsa ümitsiz bir felâket devri. Yine birgün “Akşama ne yiyeceğiz?” diye düşünürken hatırına Hüsrev Paşa’nın fincanı gelmiş. “Götürüp satayım da elimize geçecek üç-beş kuruşla ekmek alayım.” diye düşünmüş. Fakat, fincanı hemen satamamış. Meğer fincan Ming sülâlesinden kalma bir Çin porseleni, zarfı da Memlûk sultanları devrinden nâdide bir sanat eseri imiş. Harâretli bir bedesten müzâyedesine konu olmuş fincan. Aldığı parayla Atâ Bey bütün borçlarını ödemiş, evini geri satın almış, bütün âile efradıyle hacca gitmiş, yine de elinde kendisini ölene kadar geçindirecek para kalmış.

GÜNÜN TARİHİ - MARAŞ'IN KURTULUŞU

Maraş ilimiz İstiklâl Savaşı’nda, din, vatan ve nâmus mücâdelesini kahramanca yapan şehirlerimizdendir. Fransız işgâlindeki Maraş’ta 30 Ekim 1919 Cumâ günü Fransız askerlerinin kadınlara saldırdıklarını gören Sütçü İmam, tabancasına sarılarak birkaçını yere sermiş, diğerleri de kaçmışlardı. Bu hâdiseden sonra Maraş, ayağa kalkmış ve mücâdele alevlenmişti. Bu mücâdele 12 Şubat’ta düşmanın Maraş’tan sürülmesine kadar devam etti. TBMM de bu yüzden 7 Şubat 1973’te Maraş’a “Kahramanlık” ünvânı verdi.



Erkek : Selim - Kız : Selime  - Yemek : Pirinç çorbası, Türlü, Bulgur pilavı, Baklava



Featured Image 01