ŞİİR - BAHAR GELİYOR
Kudret-i Hakkın cihanda, görünen ahengini.
Bir temiz kan, bir yeşil can, yağdırmıştır her yere.
Yemyeşil olmuş tepeler, neş'elenmiş dağ tepe.
En kısır toprak doğurmuş, emzirir birçok nebat.
Fışkırır bir damlacık ottan taptaze bir hayat.
Daha dün uykuda idi, sayısız canlı teni
Silkinip kalkmış yataktan elbiseler yepyeni.
Sanki mâtemdeydi âlem yer ile gökler mahzun.
Şimdi her bitki sevincinden gülmekte uzun uzun.
Öyle amma, gördüğün binbir hikmetin tersine,
Sende ibret alacak göz yok imiş asla yine
Bir değil binlerce bahar indirse Cenâb-ı Hak,
Kalbin öyle kararmış ki, nerde bir şey anlamak.
Zulmün ve ahlâksızlığın dinimizde yok yeri.
Reform ister Abduh gibi, din düşmanı serseri.
Îmânsız olmak kadar dünyada büyük dert yok.
Salgın hâline gelmiş ki kurtulan kimse yok.
Fende yüksek sayılsa da, dini bozulmuş millet,
Anarşi girer içine, yaşamaz mahvolur elbet.
FIKRA - BOZUK GÖZLÜ
Gözleri bozuk olan Ahmet'i, babası göz doktoruna götürür. Göz doktoru muâyene için, ahmet'e der ki: -Şu karşı tablodaki harfleri bana okurmusunuz yavrum? -Doktor amca! Siz bana okur musunuz lütfen? Benim gözlerim bozuk da... |
DÜNKÜ CEVAP: Aslında 3 kişiler. Torun, baba, dede. (2 baba, 2 oğul) |
Erkek : Rıdvan - Kız : Rezzan - Yemek : Kuru fasulye, Şehriyeli pilav, Hoşaf, Turşu