Suriyeli bir sınıf öğretmeni olan Abdülhamit Sahari’nin ifadesine göre, polis ve ordu güçlerinin cezaevlerinde yaptığı işkenceler ve başından geçen çok acı hadiseleri özetle şöyle:

Mart 2011’de Suriye’de halk ayaklanması başlayınca gösterilere katılıyor ve tutuklanıyor. Önce İdlib’ deki gözaltı merkezinde bir yıl kalıyor. 1.5 yıl sonra da ailesi sadece iki defa beşer dakika görebilmiş onu cezaevinde. Ardından Şam’da bir cezaevine gönderiliyor. Buradaki soruşturması bitince Halep’deki bir cezaevine naklediliyor.

Abdülhamit Sahari, aşağılama, dayak, küfür, aç bırakma, soğukta bırakma ve organlarına yönelik işkenceler, bedeninin hassas noktalarına vurma, elektrik verme... “Sabah uyandığımızda arkadaş-larımızın birkaçının öl-düğünü görüyorduk.”
Abdülhamit Sahari, şimdi özgür, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki kampta ailesi ile birlikte kalıyor. Eğer Türkiye’ye sığınmasaydı geçen gün yayınlanan Suriye’deki cezaevlerinde işkence sonu öldürülmüş 55.000 kare fotoğraftaki kurbanlardan biri olacaktı. Suriye’de ordunun, sistematik katliam yaptığı fotoğraflarla isbat edilmişti. Fotoğraftaki kişilerin, sistematik işkenceye tabi tutulduğu, kurbanlara elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki triger kayışına benzer cisimlerle boğulduğu tespit edil-miştir...

Basın 22-01-2014

Boş karelere 1’den 25’e kadar rakamları öyle yazın ki; yan yana, alt alta ve köşeden köşeye toplamları hep 65 olsun.(Cevabı yarın)