MENKIBE - TEBÜK GAZÂSI
İslâm ordusu, Rum ordusunu Tebük’de hezimete uğratınca, haberci gönderip elçi istediler. Elçi olarak Rebîa gönde-rildi. Rebîa, kumandanlarının çadırının kapısında atından indi. Bu sırada Rumların kumandanı Cercis yanına geldi.
İmparator Heraklius, bir papazı da göndermişti. Bu papaz da oraya getirildi. Cercis, papaza, “Rebîa’ya, kendi dinlerinden sor!” dedi. Papaz sordu:
- Ey Arap kardeş! Bizim bildiğimize göre; Allahü teâlâ Hicaz’da, Hâşimoğullarından ve Kureyş kabîlesinden bir Peygamber gönderecek. Bunun alâmeti, Allahü teâlânın onu geceleyin göklere doğru yükseltmesidir (Mîrâc hâdisesidir). Bu oldu mu, olmadı mı?”
- Evet, oldu. Bunu Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu, (Muhammed aleyhisselâmı) Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allahü teâlâ, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” [İsrâ: 1] buyurarak haber verdi.
- Bizim kitaplarımızda: Kim bir iyilik yaparsa, 10 katı yazılır.
- Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde Enâm sûresinde bildirdi.
- Kitabımızda; Allahü teâlâ, Muhammed’in ümmetine, Peygamberlerine salât-ü selâm okumalarını emrediyor. Bu gerçekten böyle midir?
- Evet; Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Allah ve melekleri, Peygambere çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” buyuruyor. [Ahzâb: 56]
Papaz, Rebîa’nın verdiği bu cevaplara hayran kaldı. Yanındakilere; “Bu kavim hak üzeredir.” dedi.
Orada bulunan hizmetçilerden biri, papaza, “Senin kardeşini öldüren budur.” dedi. Bunun üzerine Rebîa’nın üzerine atladılar. Bu durumları tâkip eden İslâm ordusu oraya hücum etti. İki ordu tekrar şiddetle çarpıştılar. Müslümanlar yine muzaffer oldular. Tebük’ün fethi, halîfe Hazret-i Ebû Bekir’e haber verilince, Allahü teâlâya şükür secdesi yaptı.