Tacını tahtını terk ederek kendini dine veren İbrahim bin Ethem hazretleri, birgün deniz kenarında oturmuş, elbisesinin yırtıklarını dikiyordu. Memleketin valisi yanındakilerle oradan geçerken İbrahim bin Ethem hazretlerinin başında durdu. Vali onu seyrederken şöyle düşündü:

"Bak şu dünün hükümdarına! Hükümdarlığı bırakmakla eline ne geçti sanki?"

İbrahim bin Ethem hazretleri valinin aklından geçenleri anlamıştı. O anda iğnesini denize fırlattı. Sonra da balıklara dedi ki:
"Balıklar benim iğnemi getirin!"

Bir balık, denize atılan iğneyi ağzı ile getirdi. İbrahim bin Ethem hazretleri iğneyi balığın ağzından aldıktan sonra, valiye dönüp buyurdu ki:

"İşte, benim elime bu iğne geçti!"

Demek istedi ki:

"Ben, Allahü teâlâdan gayri olanları bırakıp, bütün varlığımla O'na döndüğüm için, bu balıkları bana hizmetçi etti ve bana bu kerâmeti verdi."

1877-78 Plevne Müdafaası, Osmanlı Devleti'nin en zayıf döneminde, ayaklar altına alınmak istenen millî haysiyetimizi yeniden yüceltmiş bir savaştır. Bu savaşın kahramanı Gâzi Osman Paşanın adı yüzyıldan beri dillere destan olmuştur.

Bütün insanlığı imrendiren bu savunmada binlerce şehit verdik. Rusların 50.000 asker ve 184 topuna karşı, 23.000 asker ve 53 topla müdafaada bulunan Gâzi Osman Paşa, düşmanın iki saldırısını püskürtmüş, 3. huruç hareketinde yaralanarak Vit Irmağı kıyısında, yarası sarılırken esir düşmüştü. Çar II. Aleksandre, kendini tebrik etmiştir.

Yurda döndüğünde Sultan Abdülhamid Hân da, bu büyük askerimizi kucaklamış ve; "Sen benim yüzümü ağarttın. İki cihanda yüzün ak olsun!.." diye duâda bulunmuştur.