Untitled Document

SOHBET....... EF’ÂL-İ MÜ­KEL­LE­FÎN

Ef’âl-i mükellefîn, dinimizin emirlerinden ve yasaklarından; akıllı olan ve bülûğ çağına giren Müslümanların yerine getirecekleri vazifelerin hükümlerini belirten dinî bir tâbirdir.
FARZ: Allahü teâlânın, yapılmasını açıkça ve kesin olarak emrettiği şeylere denir.
VÂCİB: Yapılmasının delili, farz kadar açık olmayan emirlere denir.
SÜNNET: Peygamber efendimizin, yapılmasını övdüğü, yahut devam üzere kendisinin yaptığı, yahut görüp de mâni olmadığı şeylere denir.
MÜSTEHAB: Peygamber efendimizin ara sıra yaptıkları ve sevdikleri, beğendikleri şeylere denir.
MÜBÂH: Yapılması emir olunmayan ve yasak da edilmeyen şeylere denir. İyi niyetle yapmak sevap olur.
HARAM: Allahü teâlânın, yapmayın diye açıkça yasak ettiği şeylere denir.
MEKRUH: Allahü teâlânın ve Muhammed aleyhisselâmın, beğenmediği ve ibâdetlerin sevabını gideren şeylere denir.
MÜFSİD: Dinimizde, meşru olan bir işi veya başlanmış olan bir ibâdeti bozan şeylere denir.
İslâm İlmihâli  (1990 Baskı) S: 113-115

GÜNÜN TARİHİ.................... YAŞAR DOĞU

Türk güreşinin en büyük şampiyonlarından Yaşar Doğu, 8 Ocak 1961’de kalp krizi sonunda Ankara’da vefât etmişti. 1915 yılında Samsun’un Kavak ilçesinin Karlı köyünde doğdu. Yaşar Doğu, güreşe 16 yaşında başladı. 1940’da Balkan, 1946, 1947, 1949’da Avrupa, 1948’de Olimpiyat ve 1951’de de dünya şampiyonluklarını kazandı. Yaptığı 47 millî maçın 33’ünü tuşla olmak üzere 46’sını kazandı. Sadece 1939’da sayıyla bir yenilgisi vardır. Yaşar Doğu’nun ne yurt içinde, ne de yurt dışında yaptığı güreşlerde, sırtı hiç yere gelmemişti. Beş vakit namazını devamlı kıldığı gibi, her güreşten evvel de 2 rekât nâfile namaz kılardı. Dış devletlere giderken Eyüp Sultan gibi yerleri ziyaret etmek âdetiydi.



Erkek: Beşir - Kız: Afife - Yemek: Domates çorbası, Z. yağlı barbunya, Muhallebi. 



Featured Image 01