Untitled Document

TARİH................................ UNUTTURULAN ZAFERİMİZ: KUT (2)

İngiliz gazeteleri Kut’ül-Amare’de büyük bir güçleri olduğunu yazar. İki taraf da karşılıklı siper kazıp hazırlanırlar. Türkler istisnasız her gün saldırır düşmanın düzen almasına mani olurlar. İngilizler zaman zaman kuşatmayı yarmaya çalışsalar da başaramazlar. Kayıpları artar, panik başlar.  Üstün ateş gücüne rağmen yarma hamlelerinden hüsranla çıkarlar. Derken kış çöker, destek birlikleri çamura saplanır. General her kalktığı hücumda büyük kayıplar verir pişmanlıklar yaşar. Kut-ül Amare’de sıkışan İngiliz ordusu, yardımdan ümidini kesmiştir, Townshend halkın sakladığı yiyeceklere el koyar.

Ara sıra son çâre olarak saldırırlar ama, Halil Bey onları süngü ile söker, makineli tüfeklerin önüne atar. O kadar şaşkındırlar ki el bombaları ellerinde patlar. Verilen büyük kayıp Londra’yı karıştırır. 

Halil Bey destek kuvvetlerini püskürttükten sonra döner General Townshend’e, “Teslim ol!” teklifi yapar. Halil Bey’le Dicle üzerinde buluşurlar. “Elimizdeki silahları verelim, üzerine de bir milyon sterlin ödeyelim. Basra’ya dönelim.” Halil Bey bu teklifleri kabul etmez. Bu arada bir milyon sterlini iki milyona çıkarır ve rüşvet teklif eder, fakat kabul edilmez. Artık yaralılara bakamaz olmuşlardır, sari hastalık ve zâfiyetten ölmeye başlarlar. Çâresizdirler 29 Nisan 1916’da beyaz bayrağı çekip, paşa paşa teslim olurlar.
İngilizler bu savaşta, 30 bin asker kaybetti. 13’ü general ılmak üzere 481 subay ve 13.300 erle teslim olurlar. Kut mağlubiyeti üzerine Avrupa dergileri İngilizleri alaya aldılar. Halil Bey General Townshend’in kılıcını almaz. Esirleri kuzu tandırla doyurur, çay sigara sunar. Türk’e yakışan da odur zaten...
Nedense resmi tarihçilerimiz bu zaferi görmezden gelir. Halbuki, Kut Zaferi ders kitaplarında okutulacak kadar önemlidir.  

İrfan Özfatura 

TÜRKİYE GAZETESİ
02.05. 2015 



Erkek: Tarık - Kız: Tuba - Yemek: Un çorbası, Kavurma, Ciğerli pilav, Cacık. 



Featured Image 01