GÜNÜN TARİHİ.................... AB­DÜL­K­DİR-İ GEY­L­NÎ

Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, İslâm âlimlerinin ve evliyânın en büyüklerindendir. Annesi ve babası tarafından peygamberimizin soyundandır. Fıkıh ve hadis ilimlerinde müctehid idi.
Küçükken annesinden izin alıp ilim tahsili için bir kâfile ile Bağdad’a giderken eşkıyalar kâfileyi basıp soydular. İçlerinden biri gelip Abdülkadir Geylânî hazretlerine sordu:
- Senin bir şeyin var mı?
- Evet, 40 altınım var. Koltuğumun altına dikili...
Hırsız bırakıp gitti. İkincisi de gelip aynı şekilde sorup aynı cevabı aldı. Bunlar reislerine gidip durumu anlattılar. O da çocuğu çağırıp sorunca, aynı cevabı aldı. Gömleğini söküp altınları çıkarınca sordu:
- Neden altınların yerini söyledin?
- Çünkü anneme hiç yalan söylemeyeceğime dair söz verdim. O söze ihanet edemem.
Eşkıyaların reisi ağlamaya başlayıp; “Bu kadar senedir Rabbime verdiğim söze ihanet ediyorum.’’ diyerek tevbe etti. 60 kadar olan arkadaşı da reislerine; “Yol kesmede reisimizdin, tevbede de reisimiz ol!’’ diyerek onlar da tevbe etti. Aldıkları malları hep geri verdiler.
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi: 7/198
Yahya bin Hacı Edib hazretleri anlatır:
Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin sohbetinde bulunurdum. Birgün mescide gelmeden önce, onun bir sohbetinde hâllettiği meselelerin sayısını öğrenmeyi arzu ettim. Bunun için bir ip getirdim. Cemaatin en gerisinde oturdum. İpi de elbisemin altına koyarak kimsenin görmemesi için gizledim. O sırada mescide Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri gelip sohbet etmeye başladı. Sorulan sualleri açık bir şekilde cevaplandırıyordu. Her müşkülü hâllettiğinde ben de ipliğe bir düğüm atıyordum. Sohbet bittikten sonra Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bana gülümseyerek buyurdu ki:
“Ey Hacı Edib! Ben meseleleri çözmeye çalışıyorum. Sen ise düğümlüyorsun.’’

DÜNKÜ CEVAP

Soru işaretinin yerine, 129 gelmelidir. Çünkü 1, 2, 3 ve 4 hariç her sayı; solundaki, üstündeki ve sol-üst köşesindeki sayıların toplamına eşittir.