Untitled Document

YARIN...................... TERVİYE GÜNÜ

Zil-hicce ayının 8. gününe Terviye Günü denir. O gün hacılar Mekke’den Minâ’ya çıkarlar. Terviye denmesinin sebebi, hacıların o gün Zemzem Suyu’ndan çok içip kanmalarındandır. Terviye, tefekkür mânâsında da kullanılmaktadır.
İbrahim aleyhisselâm, Zil-hicce ayının 8. gecesi, rüyâsında; “Kendi oğlunu keser hâlde” gördü. Sabah olunca, “Rüyâ şeytanî midir, Allah tarafından mıdır?” diye terviye ve tefekküre dalıp, o günü tefekkürle geçirdi. Arefe gecesi olduğunda kendisine; “Emrolunduğun şeyi yerine getir!” buyurulunca, Allahü teâlâ tarafından olduğunu bildi. Bildiği için o güne, bilmek anlamına gelen Arefe, dendi. Arefe, Zil-hicce ayının 9. günüdür. Başka günlere Arefe denmez.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bir Müslüman, Terviye günü (Arefe gününden bir önceki gün) oruç tutarsa ve günah söylemezse, Allahü teâlâ, onu elbette Cennete sokar.”

GÜNÜN TARİHİ    ......................  İZMİR’İN KURTULUŞU

Yunanistan, Avrupa devletlerinin teşviki ile 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal edip, Ankara’ya kadar yaklaştı. Bu tarihten sonra, yurdun her köşesinde teşkilâtlar kurularak, düşmana karşı mücadeleye başlandı. 3 yıl 3 ay 25 gün süren acılı günlerden sonra, 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz sonunda 9 Eylül 1922 sabahı, Fahrettin (Altay) Paşanın komutasındaki Türk süvarileri şehre girdikleri zaman İzmir’i ateşe verilmiş, yanar hâlde buldular. İzmirliler, yine de sevinçliydi. Çünkü düşman işgalinden kurtulmuşlardı.
Yunanlıların bir kısmı buldukları gemilerle Yunanistan’a dönerken, çoğu da Ege Denizi’nde boğuldu.



Erkek: Feyzullah - Kız: Hümeyra - Yemek: Ezogelin çorbası, Omlet, Pilav, Üzüm. 



Featured Image 01