Untitled Document

HİKÂYE...................... FÂNİ DÜNYA İMİŞ

Eski devirlerde, bir köyde yoldan geçen birisi, bahçesinde çok acayip bazı hareketler yapan bir adamın yanına gidip, merakla sorar:
- Hemşerim! Niye öyle tepinip duruyorsun?
- Görmüyor musun? Ben keçe tepiyorum. Yünleri sıkıştırıp pazarda satacağım.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- Başındaki ses çıkaran o çıngırak nedir?
- Çevredeki bahçelerin ekin ve meyvelerine kuşların gelmemesi için, çıngırakla sesler çıkarıyorum. Tarla sâhipleri de bana bunun için biraz ücret ödüyorlar.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- Peki, sırtında da bir yük var o nedir?
- Bu bir çeşit yayıktır. Yoğurdumu çalkalıyarak, ayran ile yağı ayırıyorum. Sonra da bunları pazara götürüp orada satacağım.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- O elinde döndürdüğün de nedir?
- Bu elimdeki kirmendir. Komşuların yünlerini eğiriyorum. Onlar da bana bunun ücretini ödüyor.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- Ağzınla ne mırıldanıyorsun öyle?
- Bu işlerimi yaparken, Kur’ân-ı kerîm okuyorum. Sevabını komşuların ölmüşlerine hediye ediyorum. Onlar da bana bunun için çeşitli hediyeler veriyorlar.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- Gözlerini niye çevirip duruyorsun devamlı?
- Komşu çocuklarını takip ediyorum. Onları tehlikelerden korumak için bir çeşit bakıcılık yapıyorum. Komşular da bana ufak-tefek hediye veriyorlar.
Ne yapalım, fâni dünya işte; üç-beş kuruş kazanıyoruz!..
- Peki, eğer bu dünya fâni olmasaydı acaba daha neler yapardın ki?
- !..

 



Erkek: Abbas - Kız: Ayfer - Yemek: Izgara balık, Fasulye pilaki, Salata, Şekerpare.



Featured Image 01