Untitled Document

MAKALE................................... MÜS­LÜ­MAN­LAR NE­DEN GE­Rİ KAL­DI

Tarihin her devrinde, türlü kanı taşıyan, türlü dil konuşan, başka başka âdet ve ananelere bağlı olan milyonlarca insanın, aralarındaki farkları bırakarak, bir inanç veya fikir etrafında toplanıp, birer imparatorluk kurduklarını görüyoruz. Bu topluluğu ayakta tutan temel, Hak teâlânın emir ettiği çalışkanlık, adalet, iyilik, saygı gibi din esasları idi. Osmanlı Türklerini, Sakarya kenarından, kısa bir zamanda, Viyana kapılarına götüren kuvvet, Sultan Osman’ın ve çocuklarının sımsıkı sarıldıkları İslâm dininin, ruhu ve bedeni tekâmül ettiren ışıklı yolu idi.
Hıristiyan Avrupanın tek kalası Fransa kapılarını zorlamaya giden Turan Hunları, herhangi bir hak dine mensup olsalardı ve oralara bu hak dinin ahlâkını, ruhunu götürmüş olsalardı, Hazret-i Ömer’in “radıyallahü anh” ordusundaki adalete, şefkate hayran olup, seve seve Müslüman olan Şâm Hıristiyanları gibi, papazların baskısından, kralların işkencesinden usanmış olan batı Hıristiyanları da, onlara avuçlarını açmaz mı idi?
Emevîler, İslâm dinini, İspanya’dan, Avrupaya soktu. Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversiteleri’ni kurup, batıya ilim ve fen ışıklarını saldı. Âlimlere ve ilme çok kıymet verirdi. Bunun için, Endülüs’te ilim ve fen çok ilerledi. Her memleketten ilim öğrenmek için Kurtuba’ya akın akın toplandılar. Kurtuba’da büyük ve mükemmel bir tıp fakültesi kurdu. Avrupada ilk yapılan tıp fakültesi budur.
Fakat sonra, İslâm ahlâkını, Allahü teâlânın emrlerini bıraktıklarından, hatta Ehl-i sünnet itikadını bozarak, İslâmiyeti içerden yıkmak alçaklığı başladığından, Pirene Dağları’nı aşamadılar. Endülüs, 1492’de İspanyollar’ın eline geçti.
İnsanlığı ızdırapdan, felâketten kurtaran, Emeviler, Timur oğulları ve Osmanlılar gibi, Ehl-i sünnet olan ve dinine sarılan milletler olmuştur. Fakat, ne yazık ki, sonraları, bunlarda da İslâmiyet gevşemeye başladı. Birçok işletmeler, din cahillerinin, mason uşaklarının baskısı altında kaldı. Masonlar, Müslümanların geri kalması için, medreselerden fen derslerini kaldırdı. Din adamları, fensiz, bilgisiz yetiştirilerek, İslâmiyeti içten yıkmaya başladılar. Bir tarafdan, ilim, fen yok edildi. Bir tarafdan da, ahlâk, edep, haya ve din bozuldu. İmparatorluk çöktü...
Tam İlmihâl - Seâdet-i Ebediyye : 532.

 



Erkek: Mazhar - Kız: Raziye - Yemek: İşkembe çorbası, Etli bezelye, Şehriyeli pilav. 



Featured Image 01