Untitled Document

SOHBET.............. ZENGİNLİK VE FAKİRLİK

SUAL: Yoksul bir ülkede zenginlerin milyarlar sarf ederek villalar yaptırması israf ve haram değil midir? 
CEVAP : Zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helâlinden kazanan kimsenin villa, köşk yaptırması haram değildir, helâl ve makbuldür. Asıl uygun olmayan, helâl olmayan, tembel oturmak, çalışmayıp, fakir kalmak, yahut kazandıklarını haram şeylere verip, basit meskende kalmaktır. Böyle tembellerin ve malını haramlara israf edenlerin yüzünden, çalışkanları suçlamak doğru değildir. Zekâtını verenlerin köşkte oturmaları, şık giyinmeleri, fennin bulduğu bütün kolaylıklardan faydalanmaları helâldir. Allahü teâlâ; “Verdiğim nimetleri, kullanmalarını seve-rim!” ve “Çalışana veririm!” buyuruyor. Çalışıp kazanmak ibâdettir. Zenginlik günah değildir. Allahü teâlâ şükreden zenginleri sever. Zengin olduğu için, kendini beğenmek, kendini başkalarından üstün görmek haramdır. 
Aşere-i mübeşşere’den [Cennete gidecekleri ismen müjdelenen 10 kişiden] Hazret-i Zübeyr bin Avvam hazretleri tüccar idi. Medine’de, Basra’da, Kufe’de ve Mısır’da mülkleri, geniş arazisi ve bin hizmetçisi vardı. Fakat bütün gelirini fakirlere dağıtırdı. Yine o 10 kişiden Hazret-i Abdurrahman bin Avf hazretleri, vefâtında 2 milyon altın miras bırakmıştı. Cennetle müjdelenenlerden Hazret-i Talha hazretleri de zengindi. Şık giyinir, süslü gezerdi. Yüzüğünde kıymetli yakut taşı vardı. Yine Cennetliklerden Hazret-i Osman hazretleri de zengin tüccardı. Tebük gazasında 10 bin altın ve mal yüklü 1000 deve verip Resûlullah efendimizin duâsını aldı. Zenginlik nimettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Âhir zamanda müminler için zenginlik saadettir.) [İ. Rafii] 
Hazret-i İbrahim, Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman aleyhisselâm da çok zengin idi. Eshâb-ı kirâmın fakirlerinden çoğu, zenginler bizim gibi ibâdet ettikten başka, malları ile hayırlı işler yaparak çok sevap kazanıyorlar diyerek, imrenirlerdi.

 



Erkek: Ruhi - Kız: Hûriye - Yemek: Sebze çorbası, Kuru fasulye, Turşu.



Featured Image 01