Untitled Document

MENKIBE...................... HAZRET-İ ÖMER

Eshâb-ı kirâmdan Eslem radıyallahü anh şöyle anlatır: 
Hazret-i Ömer halîfe iken, Medine’de her zamanki âdeti şerîfesi üzerine, bir gece şehri dolaşıyordu. Ben de onunla idim. Dolaşırken, şehir kenarında kurulmuş bir çadırda bir kadın ve ağlaşan çocukları gördük. Çadırın önündeki ateşin üzerinde kaynayan bir tencere vardı. 
Hazret-i Ömer radıyallahü anh kadına hitaben buyurdu ki:
- Ey hâtun! Bu çocuklar niçin ağlaşırlar
Kadın şöyle cevap verdi:
- Açlıktan efendim.
- Peki, bu kaynayan tencere nedir?
- Onun içinde su ve taşlar vardır. Çocukları onunla avutarak uyutmaya çalışıyorum.
Bunu duyan Hazret-i Ömer şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı ve kadına buyurdu ki:
- Bize biraz izin verin geleceğiz.
Doğruca Beyt-ül-mâl’a (hazine dâiresine) gittik. Bir çuvala un, et, yağ, hurma, elbise, para koydu ve bana buyurdu ki:
- Ey Eslem! Çuvalı kaldırıp sırtıma yükle!
Ben de şöyle dedim:
- Ey müminlerin emîri! Ben sizin hizmetçinizim. Ben götüreyim.
- Hayır, yâ Eslem! Benim taşımam lâzım. Çünkü kıyâmet günü onların hesabı benden sorulacak.
Çuvalı yüklendi. Oraya kadar da kendisi götürdü. Eve varınca çuvalı yere koyup, içindekileri çıkarıp, kaynayan tencereyi boşaltıp, içine yağ, un, et koydu ve karıştırdı. Zaman zaman ateşi üfleyerek yanmasını temin etti. Ateşi üflerken, mübârek sakalları arasından dumanların çıktığını gördüm. Yemek pişince, çocuklara yedirdi, içirdi. Nihâyet çocuklar doyup neşelendiler.
Sonra Hazret-i Ömer bana buyurdu ki:
- Şimdi neşelendiklerini gördüm. Gidelim yâ Eslem!
Vehbi Tülek  TÜRKİYE GAZETESİ
 9.12.2017

FIKRA.........................ÇİKOLATA

Hayvanat bahçesinde annesiyle birlikte dolaşan Nurdan, zürafaların önünden geçerken içini çekince annesi sorar:
- İçini niçin çektin kızım?
- Zürafa gibi olmak isterdim.
- Niçin istiyorsun kızım?
- Dolaptaki çikolatalara daha kolay uzanabilmek için anne!.





Featured Image 01